
Joyce Riha Linik Yazar
Ada Lovelace, matematiğin “erkek işi” olduğu bir zamanda, aristokrat adabı üzerine eğitim alırken ileride bilgisayar bilimi haline gelecek bir alana karşı olan tutkusunu da sürdürdü.
Victoria dönemi Londra’sının aristokrat çevresinde büyüyen birçok kız, şık balo salonlarında dans edip kendilerine uygun bir eşle evlenmeyi hayal ederken, Ada Lovelace uçan bir makine geliştirmeyi hayal ediyordu.
Buhar motorunun böyle bir cihazı nasıl çalıştırabileceğini düşünürken yeni buluş tasarımları için dergileri karıştırdı ve kanat uzunluğuyla vücut boyutunun uçuş için en doğru oranını belirlemek üzere kuşların anatomisini inceledi. Tasarımını, Henson ve Stringfellow’un yaklaşık 15 yıl sonra aldığı buharlı uçuş makinesi patentinden önce geliştirmişti.
O zaman yalnızca 12 yaşındaydı, ancak zamanının kadınlarından beklendiği üzere bilim ve matematikten uzak durmayacağı ve geleneğe bağlı kalmayacağı belliydi.
Çapkın şair Lord George Gordon Byron’un ve aristokrat Leydi Anne Isabella Milbanke Byron’un kızı olan Lovelace, annesinin korktuğu gibi babasının adımlarını izlemedi. Bunu yerine, kendi dilini buldu ve dünyanın ilk bilgisayar programını ilk bilgisayar çıkmadan çok uzun zaman önce yazdı.
“Lovelace, etkileyici bir insan. Bunun en önemli nedeni, genel amaçlı bir bilgi işlem makinesinin müzik veya sanat üretme potansiyelini öngörerek büyük bir adım atmış olması,” diyor sosyal teknoloji uzmanı ve geleneksel uluslararası Ada Lovelace Günü‘nün yaratıcısı Suw Charman-Anderson.
“Zamanının o kadar ilerisindeydi ki, yaşıtlarından hiçbiri onun vizyonunu anlamamış gibi görünüyordu.”
Geleneklerin Zincirini Kırmak
10 Aralık 1815’te Londra’da doğan Augusta “Ada” Byron, ünlü şairin tek meşru kızı. Ancak Ada’nın doğumu, beklediği gibi “şanlı bir erkek çocuk” sahibi olamayan Lord Byron hayal kırıklığına uğrattı. Evliliği iyi gitmeyince, Yunanistan’a gitti ve bir daha İngiltere’ye dönmedi.
Lovelace’i aristokrat annesi ve anneannesi yetiştirdi. Başka bir deyişle dadılar ve özel öğretmenler tarafından yetiştirildi diyebiliriz. O zamanın genç kadınlarına yönelik beklentinin sınırlı olması nedeniyle, çoğu kız sanat veya sosyal beceriler alanında eğitiliyordu.
Leydi Byron ise kızının babasının genlerinden gelmesi muhtemel olan “tehlikeli şairane eğilimlerini” beslemekten kaçınma amacındaydı. Kızına matematik ve fen öğretecek öğretmenler tuttu.
Lovelace’in öğretmenleri arasında sosyal reformist William Frend, aile doktorları William King ve Kraliyet Astronomi Topluluğu’na kabul edilen ilk kadınlardan biri olan İskoçyalı gökbilimci ve matematikçi Mary Somerville bulunuyordu.
Lovelace, en başlardan beri matematiğe yeteneği olduğunu gösterdi ve bu konuda cesaretlendirildi. Yanında bulunmayan babası bile onun bu girişimini onaylıyordu.
“Zeki olduğunu duydum,” dedi bir defasında. “Ama her şeyden önemlisi, umarım şair olmaz. Fayda demek doğru olur mu bilmiyorum ama bu yeteneklerin faydası için ödenen bedel öyle ağır ki, çocuğumun bunlardan uzak durabilmesi için dua ediyorum.”
Kadın Beyni ve Matematik
Lovelace’in öğretmenlerinden biri, yeni yükselen sembolik mantık alanıyla ilgilenen Londra Üniversitesi profesörü Augustus de Morgan’dı. de Morgan, kadınların üniversiteye gitmesine izin verilmediğinden Lovelace’e mektuplaşma yoluyla ders vermeyi kabul etti.
Bir yandan Lovelace’in yeteneği, diğer yandan matematiğin bir erkek işi olarak kabul edilmesinden doğan olası tehlikeler, onu ikileme düşürmüştü. Lovelace’in “özgün ve birinci sınıf bir matematik araştırmacısı” olma potansiyeline sahip olduğunu söyledi, ancak böyle ağır bir zihinsel çalışmanın “bir kadının fiziksel uygulama gücünü aşacağından” endişeleniyordu.
Lovelace ise kararlıydı.
17 yaşında Charles Babbage ile tanıştığında bu kararlılığının karşılığını aldı ve hayatı değişti. Matematikçi ve mucit Babbage, matematik hesaplamaları yapmak üzere tasarlanan fark makinesinin bir modelini gösterdi. Lovelace bundan çok etkilenmişti. Daha sonra Babbage, Lovelace’in arkadaşı ve akıl hocası oldu.
Birkaç yıl sonra, Babbage’ın başka bir buluş tasarımı olan ve temel olarak ilk mekanik bilgisayar kabul edilebilen analitik makine hakkında bir makaleyi çevirmesi istendi. Lovelace de bunu kabul etti. Özgün makale, İtalyan mühendis Luigi Menabrea tarafından Fransızca yazılmıştı.
Akıcı düzeyde Fransızca bilen Lovelace, metni İngilizceye çevirmekle kalmadı, daha özgür davrandı ve makine hakkındaki düşünceleri ve fikirleri dahil metne birçok not ekledi.
Özgün makaleden üç kat uzun olan bu notlarda Lovelace, makinenin bir Bernoulli sayısı dizisini nasıl hesaplayabileceğini adım adım açıkladı.
Kısacası, dünyanın ilk teorik yazılım algoritmasını geliştirmiş oldu.
“Analitik motor, bir jakar dokuma tezgahının çiçekleri ve yaprakları dokuduğu gibi cebirsel modelleri dokuyor,” diye yazarak makinenin sembolleri nasıl manipüle ettiğini ve sayıların tekrarlanmasını ve döngüye girmesini nasıl mümkün kıldığını açıkladı. Böylelikle, makinenin matematik hesaplamalardan çok daha fazlasını yapabileceği sonucunu çıkardı. Bu makinenin bir gün müzik veya sanat üretmek için kullanılabileceğine inanıyordu.
Çevrilen makale, Lovelace’in notlarıyla birlikte, modern bilgisayarın geliştirilmesinden yaklaşık yüzyıl önce 1843’te bir İngiliz bilim dergisinde yayınlandı.
“İki teoriyi ve oluşumu sorgulayarak ve bir araya getirerek, daha önce hiçbir kadının tercih etmediği bir yola çıktı,” diyor Wipprecht. “Bu da günümüzde çalıştığımız birçok makinede kullanılan çığır açan formüllerin oluşturulmasını sağladı.”
Ada’nın Mirası
Lovelace’in makalesi, kendisi hayattayken çok ilgi görmese de ölümünden bir asır sonra yazar B.Y. Bowden’ın makaleyi 1953’te bir bilgisayar tarihi kitabı olan Faster than Thought kitabında yeniden yayınlamasıyla tekrar gün yüzüne çıktı.
Lovelace, o zamandan itibaren bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında yeni nesil kadınlara ilham veren çalışmasıyla defalarca onurlandırıldı.
ABD Savunma Bakanlığı, bilgisayar diline “Ada” adını verdi. Ayrıca bir Google doodle‘a da konu oldu. Son olarak geçen yıl, 200. doğum yıldönümünde, Oxford Üniversitesi Lovelace’in onuruna bir sempozyum düzenledi ve burada Lovelace’in fikirlerini matematik, bilgisayar ve yapay zeka hakkındaki güncel düşüncelerle ilişkilendirerek yaptıkları araştırmalarla hayatı ve çalışmaları hakkında bilgileri sundu.
Charman-Anderson, 2009’da teknoloji alanında çalışan tüm kadınların başarılarıyla birlikte Lovelace’in başarılarını kutlamak üzere Ada Lovelace Günü‘nü ilan etti.
2015’te dünya çapında 25’i aşkın ülkede bağımsız olarak düzenlenen 150’den fazla Ada Lovelace Günü etkinliği gerçekleşti.
The post Ada Lovelace: İlk Bilgisayar Programcısı appeared first on iQ Turkey.