Quantcast
Channel: iQ TurkeyiQ Turkey
Viewing all 241 articles
Browse latest View live

En İyi Oyun Deneyimini Büyük Ekranlarda Sunan 7 Taşınabilir Indie Oyun

$
0
0

Ethan Gach Writer Twitter

Bu basit indie oyunları her cihazda oynamak mümkün, ancak sosyal ortamlarda büyük televizyon ekranlarında aktarıldıklarında en iyi deneyimi sunuyorlar.

Teknolojideki gelişmeler, her geçen yıl daha büyük ve daha göz alıcı oyunlar yaratılmasını sağlıyor, ancak ana akımın dışında çeşitli cihazlarda ve ekran boyutlarında iyi bir şekilde oynanan yaratıcı ve eğlenceli bağımsız oyunlar da mevcut.

Birçok küçük stüdyo, daha büyük stüdyoların tasarladığı oyunlarla yarışan inanılmaz maceralar yaratmak için inovatif tasarım teknikleri kullanıyor. Bunlar genellikle ileri düzey bir işlemci ve grafik çipleri gerektirmeden büyüleyici pikseller ve 2 boyutlu bir sanat sergiliyorlar. Bu sayede bu oyunlar, HDMI kullanılarak televizyonlara ve monitörlere takılabilen küçük bir bilgisayar olan Intel Compute Stick gibi farklı cihazlarda çalışıyor.

Akıllı telefon, tablet veya laptop ile Beglitched gibi süslü remiksleri veya Noct gibi müziklerle desteklenen korkunç zombi oyunlarını oynamak hem hızlı hem de kolay. Ancak bu oyunları geniş bir oturma odasında televizyon ekranında oynamak daha yoğun bir deneyim sunmanın yanı sıra sosyalleşmeyi de sağlıyor.

Drift Stage‘de araba yarışları yapmak, Night in the Woods‘da kurgusal dünyaları keşfetmek veya Overland‘de stratejiler geliştirmek, bir grup, arkadaşlar veya aile bireyleri için heyecanlı bir eğlenceye dönüşüyor. Indie oyunların basit tasarımı sayesinde, bir oyun gecesini neredeyse her yerde bir ev partisine dönüştürmek çok kolay.

Night-in-the-Woods_GIF_no-credit-tr

Rain World

Görselliğiyle çarpıcı Rain World‘de oyuncular, eski bir uygarlığın gizemli harabelerinde kayboluyor. “Slugcat” olarak bilinen sevimli bir yaratığı canlandırırken, bozulan ekosistemin tuhaf yırtıcılarından kurtulmaları gerekiyor.

Çevrimiçi bir takipçi kitlesi olan, indie hayranlarının favorisi ve oyun yazarı James Primate, Rain World’ü yaratma sürecini “internetle aralıksız bir işbirliği” olarak tanımlıyor. Geliştiriciler, genellikle topluluk geri bildirimlerine yer veriyor, bu nedenle hayranları kendi fikirlerini ve önerilerini oyunda görebilirler.

Piksel sanatına yönelik dinamik yaklaşım ve düşman yapay zekası oyunu hayata geçiriyor. Büyük ekranda tam bir görsel şölen yaratan oyunda, arkadaşlar her oyunda farklı tepkiler veren akıllı yırtıcıların zekasını alt etmek için birbirlerine yardım edebiliyor. Primate, en fazla dört oyuncunun “devasa oyun dünyasını beraber keşfedebildikleri” güçlü bir birlikte oynama (co-op) modu da sundu.

Rain-World_GIF-3_no-credit-tr

Beglitched

“Cyberpink” türündeki Beglitched, büyücülüğü bilgisayar dünyasıyla bir araya getirerek çok eğlenceli bir deneyim yaratıyor. Klasik Bejeweled formatına yeniden hayat veren oyun, oyuncuları karo eşleştirme bulmacaları çözerek gizemli kodlama hatalarını “ayıklama” görevine gönderiyor.

Oyunun kurgusunda, programlama becerileri sihirli güçler olarak kabul ediliyor. Oyuncular, bu alanda acemi olarak bir hack yolculuğuna çıkıyor ve onlardan zekice ipuçlarını birleştirerek büyük bir sırrı ortaya çıkarmaları isteniyor.

“Anlatı, kendine güvensizlik ve kimlik konularına odaklanıyor; yalnız bir insanın iç dünyasını keşfediyormuşsunuz gibi bir his yaratıyor,” diyor programlayıcı Alec Thomson.

Teknoloji mizahından anlayan gruplara hitap eden bu oyunu oynarken aslında kendinizi hiç de yalnız hissetmiyorsunuz.

Noct

Bu siyah beyaz çok oyunculu korku oyunu, sert görselleri ve Nine Inch Nails’in gitaristi Robin Finck‘in yardımıyla yazılan rahatsız edici müziğiyle oyuncuları içine çekiyor.

Yaratıcısı Chris Eskins, bir zombi oyununda yalnızca termal görüntüleme kullanılsaydı oyunun nasıl görüneceğini merak etmiş. Sonuç olarak klostrofobi ve izolasyon arasındaki gerilimi arttıran bir atmosfer ortaya çıkmış.

Noct‘un korku öğeleri, ani korkular yaratmaktan çok grup oyunuyla daha da güçlenen bir korku hissi paylaşımından kaynaklanıyor. Tüyler ürpertici müziğin ev sinema sisteminin çevresel ses düzeniyle daha etkileyici hale getirilmesi ve evdeki arkadaşların oynamak için birbirlerini cesaretlendirmeleri gerekiyor.

Noct-2_no-credit-e1463591108748-1024x512-tr

Night in the Woods

Ürkütücü adının aksine Night in the Woods, evine gitmeye çalışan günlük giysiler giymiş bir kedinin tuhaf hikayesini anlatıyor. Oyunun dünyası, gülümseyen hayvanlar ve minimalist şekillerle garip bir çocuk kitabını andırıyor.

Telltale hayranları için ideal bir anlatı oyunu olan oyunda, oyuncular hikayeyi diyalog tercihleriyle yönlendiriyor. Kurnazca değişiklikler, Night in the Woods’a yeniden oynanırlık kazandırıyor ve birbirinin hikayelerinin birçok farklı şekilde gelişimini izleyen oyuncuları ödüllendiriyor.

“Night in the Woods çok samimi bir oyun ve oyun geleneklerinde birçok oyuncunun birlikte oturup birlikte okuyarak şakalara birlikte güldüklerini görüyoruz,” diyor oyunun tamamlanmasına yardımcı olan küçük oyun yayıncı şirketi Finji’den Adam Saltsman.

Night-in-the-Woods_1_no-credit-e1463591146493-1024x512-tr

Overland

Yine bir Finji yapımı olan hayatta kalma oyunu Overland, hikayeden çok strateji ve taktiklere odaklanıyor. Oyuncular, minimalist sanatlar ve sayısız tehlikeyle dolu ıssız bir yerden geçmek için kısıtlı kaynakları, iyi bir zaman yönetimiyle kullanmak zorunda.

Birlikte oynamak ve birden çok aklın katkısıyla göreve odaklanmak hayatta kalma şansını arttırıyor. Saltsman, Overland’i birlikte oynama deneyimini, “bir grubun sonraki adımda neyi neden yapmaları gerektiğini, kimi terk edip kimi kurtaracaklarını ve hangi riski alacaklarını tartıştığı bir masa oyununa” benzetiyor.

overland_apr2016_4-e1463591182762-1024x512-tr

Gang Beasts

Double Fine’ın kilden ilham alan oyunu Gang Beasts, koca bebekler arasındaki bir güreş maçından çok taktik dolu bir irade savaşına benziyor. Mükemmel bir parti oyunu olan Gang Beasts, oturma odalarını çamur güreşi maçının sanal versiyonuna dönüştürüyor.

Fabrikaların veya gökdelenlerin etrafında birbiriyle kenetlenen renkli ve insansı yaratıkları canlandırarak oynanan bu rekabetçi oyun, her şeyden çok saçmalık hissi veriyor.

Oyun, kurgusal bir metropol olan Beef City’de geçiyor ve kuralları çiğneyenleri cezalandırmazken gülünç soytarılıkları ödüllendiriyor.

Gang-Beasts_1_no-credit-e1463591217266-1024x512-tr

Drift Stage

Pole Position gibi klasik araba yarışı oyunları, yıllardır oyun salonlarının, indirim sepetlerinin ve retro derleme videolarının vazgeçilmezi haline geldi. Drift Stage, ‘80’lerin bu klasiğini modernize ediyor ve sanal araba yarışlarını her zamankinden daha muhteşem hale getiriyor.

Oyunun şık pastel tonları ve göz alıcı sürüklenme fiziği, oyuncuları sürekli daha havalı hareketlere teşvik ediyor.

“Modern oyunlar, çocukluğundaki çok oyunculu atmosfere gerçek anlamda yaklaşamıyor,” diyor Drift Satage’in sanat tasarımcısı Charles Blanchard.

“İyi bir salon oyununu, birden fazla oyunculu bölünmüş bir ekran olmadan oynayamazsınız. Herhangi bir duraklamaya veya kötü bir 3. taraf kontrol cihazından başka bir mazerete mahal vermeden, koltuğunuzda oturup arkadaşlarınızla yarışarak en iyi yarış oyunu deneyimini elde etmenizi sağlıyor.”

Editörün notu: Su oyunlar henüz piyasaya çıkmadığından, yazar hepsini Intel Compute Stick üzerinde deneyememiştir. Yerel çok oyunculu oyunu oynamak için ek USB hub gerekecektir.

The post En İyi Oyun Deneyimini Büyük Ekranlarda Sunan 7 Taşınabilir Indie Oyun appeared first on iQ Turkey.


Doom 1, Kendin Yap Oyun Akımına İlham Verdi

$
0
0

İlk birinci şahıs nişancı oyunlarından biri olan Doom, programlayıcıların, yazılım değiştiricilerin ve dijital sanatçıların oyunları beklenmedik şekillerde adapte etmeleri ilham vermeye devam ediyor

Doom 2016’nın yarattığı heyecan, çok sevilen 24 yıllık oyun serisinin popüler kültürün yapıtaşlarından biri olduğunu kanıtlıyor. Doom, şeytani canavarların çirkin suratlarını patlatmaktan ibaret olan tanınmış bir markadan çok daha fazlası. Doom, Kendin Yap oyun akımına ilham veren ve en büyük hayranları arasında dizginlenemeyen bir yaratıcılığı tetiklemeye devam eden nadir fenomenlerden biri.

id Software’in 1993 yılında Doom’u kişisel bilgisayarlarda kullanıma sunmasından bu yana, oyun iki nesil boyunca değiştiricilere, maker’lara ve sanatsal topluluklara eşlik etti. Masters of Doom: How Two Guys Created an Empire and Transformed Pop Culture adlı kitabın yazarı David Kushner’a göre, hayranlarının Doom’u bu kadar çok sevmesinin sayısız nedeni var.

Kushner, kitabı için araştırmalar yaparken Doom’un neden hala zamanının çok ötesinde bir oyun olduğunu öğrenmiş.

“Doom’un örneklerini ortaya koyduğu tüm o inovasyonlar beni büyülemişti,” diye açıklıyor. “Hızlı aksiyonlu FPS [birinci şahıs nişancı], işbirliğine dayalı oyun, paylaşımlı yazılım, modlar, ölüm karşılaşması, şiddet, liste böyle uzayıp gidiyor.”

Bir FPS oyunu olarak bıraktığı mirasın ötesinde, Doom dijital içerik oluşturma alanında bir devrimin ilk kıvılcımlarını ortaya çıkarmış olmakla tanınıyor.

“Bugün Doom hakkındaki en ilginç şey, insanların bu oyunu hala oynuyor ve bu oyun için yeni bir şeyler yapıyor olması,” diyor “değiştiricilerin, harita yazarlarının, müzisyenlerin ve kod yazarlarının” 1998’den bu yana bir araya gelerek Doom ile ilgili içerikleri paylaştıkları sevilen internet sitesi Doomworld‘ün kurucu ortağı Andrew Stine.

“İnsanlar yirmi yıllık geçmişi olan bir geleneği sürdürme fikrinden hoşlanıyorlar. Bu, insanların genellikle bir sonraki yeni gelişmeyi heyecanla bekledikleri oyun dünyasında nadiren görülen bir durum,” diyor.

Doom ve Kendin Yap Oyun Akımı

Doom hayranlarının yaratıcı fikirleri en beklenmedik yerlerden doğuyor.

Bir örnek verelim: Maker ve kod yazarı toplulukları arasında, hangi bilgisayar korsanının Doom’u en güçsüz donanımda çalıştırabileceği konusunda bir iddia var.

Doom 4_5_id Software_no credit

Oyun, son yıllarda bir Canon yazıcıdan, genellikle giyilebilir prototiplerde ve Nesnelerin İnterneti cihazlarında kullanılan entegre kablosuz bağlantı özelliğine sahip küçük bir mikro denetleyici olan Intel Edison‘a kadar birçok cihaz üzerinde oynandı.

Bir oyunun kodlarını amaçlanandan başka bir sistemde çalıştırmak üzere adapte etme sürecine port etmek (porting) deniyor. Hiçbir oyunun Doom kadar port edilmemiş olduğunu söylemek mümkün.

“Doom’un bu kadar çok port edilmiş olmasının nedeni, tasarlanırken port edilebilirlik (portability) özelliğinin düşünülmüş olması,” diye ifade ediyor Google yazılım mühendisi ve teknik yazar Fabien Sanglard.

Doom’un sıra dışı evriminin arkasındaki neden de bu.

Yaratıcısı John Carmack, Doom’u programlamaya başlamadan önce gidip Steve Jobs’ın Apple’dan kovulduktan sonra geliştirdiği talihsiz bir bilgisayar sistemi olan NeXT iş istasyonunu satın aldı. NeXT, Doom’un kaderini çizmiş olabilir.

“Bu, o zaman için olağan dışı bir programdı. Çağın oyunlarının çoğu kişisel bilgisayarda geliştirilmişti,” diyor Sanglard.

DIY Gaming Movement, Doom 4.3 id Software

Sonuç olarak Doom, bilgisayarda geliştirilen çağdaşlarından farklı olarak diğer sistemlerle sorunsuz bir şekilde oynanabiliyordu.

id Software, 1997’de nihayet Doom’un kaynak kodlarını açıkladığında, Kendin Yap programlayıcılar yeni fikirler ortaya attılar. Bilgisayar korsanları, oyunu Apple Watch gibi beklenmedik ortamlar dahil her platforma taşıma özgürlüğü elde etti.

Omnimaga Texas Instruments programlama grubunun üyeleri Doom’u grafikli hesap makinelerinde oynamayı dahi başardı.

“Kolay olduğunu söylemiyorum, ancak zor sorunlarla da karşılaşmadım,” diyor Doom’u 2012’de siyah beyaz bir hesap makinesinden renkli bir hesap makinesine port eden Xavier Andréani. “Oyun, tüm TI-Nspire hesap makinelerinde sorunsuz çalışıyor. Hız aşırtmaya [veya hesap makinesini daha hızlı çalışması için hack’lemeye] gerek yok.”

Doom’u her ortamda oynama isteği, Inception filminden etkilenen YouTube kanalı sahibi TheZombieKiller’ın Doom’u Doom içinde oynamanın bir yolunu bulmasıyla kontrolden çıkma noktasına geldi.

Doom’un Tasarım Mirası

Doom, yalnızca Kendin Yap donanım hack’lemenin rönesansını başlatmakla kalmadı, aynı zamanda gelecek vadeden birçok oyun tasarımcısına kendilerini gösterecekleri bir sahne sundu.

“Doom, bir nesil dolusu geliştiricinin sektöre girmesine en çok ilham veren oyun oldu,” diyor Kushner diğer birçok şeyin yanında Doom’un yenilikçi WAD “Where’s All the Data” dosya sisteminden bahsederek.

John Carmack, oyunun dosyalarını yapılandırırken gerçekten ileri görüşlü davranmıştı. Doom’un .wad veya WAD dosyası, oyuncuların oyunun içeriklerini kolaylıkla değiştirmelerine olanak tanıyor.

Doom 4_6_id Software_no credit

Carmack, oyuncuların kendi seviyelerini tasarlayabilmelerini, seviyeleri kendi sanatları ve müzikleriyle doldurabilmelerini ve ardından tamamladıkları oyunları, henüz 90’ların ortasında hak ettiği yere ulaşan internet üzerinden oyunun diğer hayranlarıyla paylaşabilmelerini istiyordu.

Onlar da aynen böyle yaptılar.

Bugün bile, Doom’un parçalarından yapılan oyunların sayısına yetişilmiş değil. Hiç kimse kaç Doom modunun mevcut olduğunu kesin olarak bilmiyor, ancak kullanıcılar tarafından oluşturulan yaklaşık elli bin benzersiz parçanın olduğu tahmin ediliyor.

Will Wright’ın Spore oyununun baş programlayıcılarından olan Chris Hecker’a göre, Doom sanat ve programlama becerileri olmayan tasarımcılar için de önemliydi. Hecker, oyun sayesinde bu uzmanların ilk kez bir iş görüşmesi sırasında çalışmalarının bir tanıtımını oluşturup gösterebildiklerini belirtti.

Doom 4_4_id Software_no credit

Bugün insanların Doom ile oluşturdukları envai çeşit oyun mevcut.

Pirate Doom gibi kısa ve basit oyunlar olduğu gibi, orijinal Doom’u daha zevkli bir deneyime dönüştüren, geliştirilmesine yıllar harcanan ve özenle hazırlanmış Beautiful Doom gibi büyük çaplı oyunlar da mevcut.

Stine, Doomworld’de 18.000 civarında özel yapım Doom oyununa bağlanıyor. Topluluk her yıl yılın en iyi WAD’larına ödüller veriyor ve çok sayıda mansiyon ödülü bulunuyor.

Ayrıca, ömrü boyunca Doom içeriği yazanlar olduğundan, kullanıcılar tarafından oluşturulan çok iyi Doom oyunlarına Espi adıyla bir yaşam boyu başarı ödülü veriliyor.

“Doom’un yaratıcı bir çıkış noktası olarak devam eden başarısının, oyunun kendi yapısından kaynaklandığı söylenebilir,” diyor Stine.

“Doom, birçok modern oyuna kıyasla inanılmaz basit bir yapıya sahip. Ne envanter, ne beceri ağacı, ne de mecburi saklanma bölümleri var. Bu nedenle başlıca öğeler çok temel düzeyde olduğundan oyunun kendisi denemelere ve varyasyonlara açık.”

Hayranların bu temel özellikleri geliştirecek yepyeni fikirler bulamayacağına dair hiç bir işaret yok. Bu yüzden Doom, teknolojinin değil hayal gücünün sınırlarına göre hareket eden yeni nesil yaratıcılara ilham vermeye devam edecek gibi görünüyor.

Photos by id Software.

The post Doom 1, Kendin Yap Oyun Akımına İlham Verdi appeared first on iQ Turkey.

Çin’de Tarih Hayat Buluyor

$
0
0

Çin’in büyük antik şehirlerindeki duvarlara yansıtılan animasyon filmler, Çinli gençleri tarihi hikayelerin içine çekiyor.

Çin’in dört bir yanındaki şehirlerde, köylü birlikler Chu Han Savaşı’nda süslü kılıçlarla havayı yarıyor, refah içindeki Tang Hanedanlığı zamanında bir imparator eğlenirken şakayıklar çiçek açıyor ve keşişler ünlü İpek Yolu’nda yürüyor.

Aralık ayında antik Xi’an başkentindeki dev tuğla duvarlara yansıtılan bu hikayeler, insanların antik tarihi yepyeni bir şekilde yaşayabilmesi için Çin’in şehirlerini dolaşıyor.

Tarih Hayat Buluyor etkinliği, yeni 3 boyutlu yüz tarama teknolojisini kullanarak ziyaretçileri zamanda bir yolculuğa çıkmak ve Çin tarihinin bir parçası olmak üzere bu şehirlere davet ediyor.

“Kahraman da siz oluyorsunuz kötü adam da,” diyor Media Monks animasyon yönetmeni Pierre Nelwan. “Tarihin bir parçası oluyorsunuz.”

HCA-guy-face-scan-e1461252808371-1024x512-tr

Sanat, tarih ve teknolojinin daha önce eşi görülmemiş şekilde bir araya gelmesi sayesinde, tarih Çin’de yeni nesil için hayat buluyor. Bu özel etkinliğin katılımcıları, Intel RealSense kameralarla kurulan bir kioskun önünde duruyor. Kameralar kişinin yüzünü 3 boyutlu olarak tarıyor ve daha sonra bu görüntüler bir dizi animasyon filmde karakterlerin yüzlerine entegre edilebiliyor.

Yüzünü buralarda taratan kişiler, videoları akıllı telefonlarına indirebiliyor ve arkadaşlarıyla paylaşabiliyor. Xi’an etkinliğini kaçıranlar, canlı görüntüleri Youku (YouTube Çinli versiyonu) üzerinden izleyebiliyor. Yaklaşık 60 bin seyirci Xi’an duvarlarının hayat buluşunu seyretmek üzere siteyi ziyaret etti.

“Uzun ve çok zengin bir tarihimiz var,” diyor Intel China’dan Paul Lu. “Sorun şu ki gençlerin tarihimize ilişkin bilgileri giderek azalıyor.”

Bu nedenle Intel, Pekin’deki J. Walter Thompson (JWT) kreatif ajansı ve Hollandalı kreatif dijital yapım şirketi Media Monks ile bir araya gelerek, Çin’in 5000 yıllık uzun tarihinden tarihi olayların ve efsanelerin animasyon filmlerini üretti.

Çinli gençler, sosyal kişiliklere sahipler ve teknolojiyi benimsiyorlar, diyor Lu. Bu nedenle ekip, antik tarihe ilgi duymalarını sağlamakla kalmayıp tarihin bir parçası olmalarını mümkün kılan eğlenceli ve etkileyici bir deneyim yaratmak istemiş.

JWT’nin baş kreatif uzmanı Polly Chu “gözlerinden başlayıp kalplerine kadar uzanan bir reaksiyon görmek istiyoruz,” diyerek duygusal bir bağı desteklemek istediklerini vurguluyor. “Tarihin çok uzakta olmadığını göstermek istedik. Tarih benim, ben tarihin ta kendisiyim.”

HCA-wall2-e1461252862728-1024x512-tr

Bu aydan itibaren, Pekin, Nan Jing, Hang Zhou, Cheng Du, Da Li ve Guang Zhou gibi şehirlerde, üniversite kampüslerinde ve ülke çapındaki alışveriş merkezlerinde yıl boyunca daha fazla etkinlik düzenlenecek. Hikayeler gösterildikleri şehirlerle ilgili olacak ve halkı kişisel olarak, günlük yaşamlarıyla ilgili bir şekilde tarihi benimsemeye davet edecek.

İmkansızı Gerçekleştirmek

“Böyle bir etkinliği böylesine bir ölçekte düzenleme süreci çılgınca,” diyor Nelwan.

Lu, ABD’den ve Çin’den ekiplerin yüz tarama yazılımının yüzleri animasyon karakterlerine kusursuzca entegre edebilmesini sağlayacak şekilde geliştirmek için aylarca çalıştıklarını belirtiyor. Sonuç büyüleyici.

“Kendinizi animasyonda 360 derece hareket ederken görebiliyorsunuz,” diyor. “Bu sadece bir animasyon değil. Kendinizi aksiyonun içinde görebiliyorsunuz.”

“Intel RealSense teknolojisi her anlamda benzersiz, çünkü insanın iki gözünü taklit ediyor,” diyor RealSense Çin direktörü Zhenyu Tang. RealSense, derinlik algılama, hareket kontrolü ve benzeri özellikleri kişisel bilgisayarlar, laptoplar ve tabletlerde sunuyor. “3 boyutlu bilgileri 3 boyutlu dünyaya eksiksiz taşımanızı sağlayan iki kamerası var.”

Ekip, Xi’an’da düzenlenen etkinlik için gerçek yüzleri büyük ölçekli 3 boyutlu animasyon filmlere entegre etmenin teknik zorluklarını aşmakla kalmadı, aynı zamanda devlet bürokrasisini ve devasa lojistik işlerini de yürüttü.

“Çin’de böylesine büyük bir etkinlik düzenlemek için birçok ilişki kurmamız gerekti,” diyor Lu. “Bu konuda inanılmaz bir çaba gösterdik.”

Ekipler, filmlerde gösterilen her ayrıntının tarihi doğru bir biçimde yansıttığından emin olmak için tarihçiler ve toplum uzmanlarıyla çalıştı. Chu, giysilerden saç stillerine, silahlardan sarayların fiziksel ayrıntılarına kadar birçok ayrıntıyı incelediklerini belirtiyor.

“Dersimizi iyi çalıştık,” diyor. “Her şeyin tarihe uygun olduğundan emin olmak istedik.”

Editörün Notu: iQ, bu Experience Amazing yazı dizisinde, bilgisayar teknolojisinin nasıl inanılmaz deneyimleri mümkün kıldığını inceliyor. Bilgisayar teknolojisinin bilim, maker hareketi, moda, spor ve eğlence alanında nasıl yeni deneyimleri ve yeni keşifleri mümkün kıldığını ele alıyoruz. Bu hikayelerin arkasındaki teknolojiler hakkında daha fazla bilgi edinmek için Experience Amazing sayfasını ziyaret edin.

The post Çin’de Tarih Hayat Buluyor appeared first on iQ Turkey.

Grafiti sanatı RealSense ve HP Sprout sayesinde yüksek teknolojiyle buluşuyor

$
0
0

Grafiti sanatı, Intel ve Sprout’u bir araya getiren ne olabilir?

Her şey Abdullah, Abdul Aziz ve Deyaa adındaki bir grup genç Suudi’nin 2006’da Cidde’nin ilk grafiti dükkanı olan Dhad Store‘u açarak sokak sanatına olan tutkularını ticarete dökmesiyle başladı.

‘Dhad’ adı, sadece Arapçada bulunan bir ses olduğundan, grup benzersizliğini temsil etmek üzere seçilmiş.

Dhad mağazası, açılışından bu yana dünya genelinde sayısız sergiye ve uluslararası etkinliğe, Fransa, Almanya, Tunus, Fas, BAE ve daha birçok ülkede spreyle boyama çalışmalarına katıldı.

Dhad Store grafiti sanatı

Ayrıca, Guinness Dünya Rekorlarına giren dünyanın en geniş grafiti duvarına katkıda bulundular. Jumeirah Beach Park’ta bulunan The Rehlatna (‘Yolculuğumuz’) adındaki devasa sanat eseri 2,2 km boyunca uzanıyor. Yaklaşık 150 sanatçının katkılarıyla gerçekleştirilen eserin yapımında 7 bin kutudan fazla çevre dostu boya kullanıldı.

Dhad, kendisini diğer grafiti gruplarından farklı kılan iki özelliğe sahip. İlki birbirinden ayrı ve farklı iki kültürü entegre etmeleri. Hip hop’tan ilham alan grafiti sanatıyla geleneksel Arap sanatı ve Arapça eski yazılarını bir araya getiriyorlar.

İkincisi ise Dhad Store’un sanatlarında yeni teknolojilerden faydalanmaya istekli olmaları. Beyin fırtınasıyla fikirler bulmalarına ve yapım aşamasına geçmeden önce tasarımlar üzerinde birlikte çalışmalarına yardımcı olacak en iyi teknik çözümleri bulmak için sürekli araştırma yapıyorlar.

Bu amaçla, Dhad Store fiziksel ve dijital dünya arasındaki çizgiyi flulaştırmak ve sanatçı olarak deneyimlerini yeniden şekillendirmek için HP Sprout all-in-one bilgisayar ve Intel RealSense teknolojisini kullanıyor.

Intel Core i7 işlemciye, 1TB depolama alanına ve çığır açan tamamıyla dokunmatik kullanıcı arayüzüne sahip yüksek performanslı bir Windows masaüstü bilgisayarı olan HP Sprout’u daha önce görmüştük. Bu bilgisayar, kullanıcıların isterlerse 23 inç Tam HD dokunmatik ekran isterlerse de Sprout’un 20 noktalı kapasitif Dokunmatik Matına yansıtılan ekranla kullanarak içerikler üzerinde çalışmasına olanak tanıyor.

Illuminator, HP Sprout’un yaratıcılık için sunduğu en önemli teknoloji. Intel RealSense 3D kamera ve projeksiyon motoru, Dhad Store sanatçılarının 2 boyutlu ve 3 boyutlu nesneleri taramalarını ve anında Dokunmatik Matta görüntülemelerini sağlıyor.

Intel RealSense ile HP Sprout

Abdullah, Abdul Aziz ve Deyaa, iş ve okul arasında koşuşturan yaratıcı öğrenciler. RealSense teknolojili HP Sprout, onların zamandan, işten ve malzeme maliyetlerinden tasarruf etmelerini sağlıyor.

RealSense kamera, doğru duvar hesaplamaları sağlayarak, ekibin bir grafiti tasarımını belirli bir alana yerleştirmeye çalışırken yanlış hesaplamalar yapmalarını önlemeye yardımcı oluyor. Ayrıca, Dhad Store ekibinin boyamaya başlamadan önce bir müşteri için yapacakları çalışmayı görselleştirmelerini ve müşterinin iş bittiğinde nasıl bir etkinin ortaya çıkacağını görmesini sağlıyor.

Son olarak, Dhad Store sanatçıları genellikle yoğun bir programla çalıştıklarından, her zaman projeler üzerinde çalışmak için bir araya gelemiyorlar. HP Sprout, fiziksel nesneler üzerinde uzaktan çalışmalarına, işbirliği yapmalarına ve tasarım konseptlerini merkezi ve sanal bir çalışma alanında bir araya getirmelerine olanak tanıyor.

Sonuçta daha önce benzerini görmediğiniz büyüleyici grafiti eserleri ortaya çıkıyor.

Orijinal makale Sarah AlJurybah tarafından yazılmıştır.

The post Grafiti sanatı RealSense ve HP Sprout sayesinde yüksek teknolojiyle buluşuyor appeared first on iQ Turkey.

Tek Boynuzlu Giyilebilir Teknoloji Başlığı Çocuklara Yardımcı Olmak İçin Sinirbilimden Faydalanıyor

$
0
0

Teknoloji modası tasarımcısı Anouk Wipprecht, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklara yardım etmek için benzersiz bir tek boynuzlu giyilebilir teknoloji başlığı geliştirmek üzere araştırmacılarla birlikte çalışıyor. 

Spider Dress ve diğer tekno-sinirbilim moda tasarımlarının yaratıcısı ve adeta başlı başına bir giyilebilir teknoloji sergisi olan Hollandalı tasarımcı Anouk Wipprecht, Audi‘den Intel‘e birçok inovatörle birlikte çalışmak üzere dünyayı dolaşıyor.

Birçoğu giyen kişinin parmağını dahi kıpırdatmadan ışık saçan, hareket eden veya video kaydeden, türünün tek örneği giysiler üretiyor. Bir araya gelerek bir kişiye ait biyometrik verileri otomatik tepkilere dönüştüren Arduino, Intel Curie veya Intel Edison bilgi işlem modüllerinden ve sensörlerden faydalanıyor.

Anouk_Wipprecht_Unicorn_Vita1

En yeni buluşu, küçük bir video kameraya bir kişinin en unutulmaz anlarını ne zaman kaydedeceğini söylemek için Intel Edison bilgi işlem modülüne bağlı sinir duyu teknolojisini kullanan tek boynuzlu atın boynuzu şeklinde bir başlık.

Giyen kişinin odaklanma durumu belirli bir düzeye ulaştığında, beyin sensörleri kamerayı açması ve giyen kişinin dikkat noktasını yakalaması için entegre bilgisayar sistemine sinyal gönderiyor, diye açıklıyor Wipprecht. Video Bluetooth LE üzerinden internete yükleniyor ve daha sonra bir ekranda incelenebiliyor.

“Bu sistem, ‘kafanızdaki bir şeyin’ çevreniz hakkında sizin bildiğinizden daha fazlasını bilebileceği yönündeki o kafa karıştırıcı kavramla alakalı,” diyor Wipprecht. “Bu, dünyanızı gözetlemenize yardımcı olabilecek bir teknoloji.”

Tek boynuzlu at başlığı, Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) tanısı konan gençlere yönelik olarak tasarlandı. Bu teknoloji, Wipprecht’in 2015-2016 Ars Electronica SPARKS H2020 ihtisası kapsamında geliştirildi. Bu etkinlik, Wipprecht’in kapsamlı bir laboratuvara, test edebileceği yeni teknolojilere ve DEHB tedavisi ve araştırmasında ilerleme kaydedilmesini sağlayacak bir prototip geliştirmesinde kendisine yardımcı olan uzmanlara erişmesine olanak tanıdı.

Anouk_Wipprecht_Unicor_3D

“DEHB kapsamındaki çocuklarla birlikte bu başlık ile oyunlar oynayacak ve dikkatlerinin ne zaman ve neden en üst düzeye ulaştığını anlamalarına yardımcı olacağım,” diyor.

“Bunun davranışlarına müdahalede bulunmadan, kendi dünyalarını daha iyi kavramalarına yardımcı olmak üzere davranışlarının niceliğini belirlemenin bir yolu olduğunu düşünüyorum.”

Başlığı deneyen çocuklar, teknolojiyi takip eden ve farkındalıklarında ani artışlara neden olan etmenleri merak eden ve bunları öğrenmek isteyen çocuklardı. Bu ani artışların nasıl olduğunu görmek istiyorlardı.

Anouk_Wipprecht_ECG_data

“Beyinlerinin nasıl çalıştığını daha iyi anlamalarını sağlıyor,” diyor Wipprecht.

Beyin Dalgalarını Tespit Eden Giyilebilir Teknoloji

Beyin dalgaları üzerine ilk deneysel girişimini, 2014’te kablosuz biyosinyallerle ilgilenen Intel inovasyon mühendisi Karolina Cengija ile birlikte Synapse Dress’i tasarlayarak gerçekleştirdi. Bu giysi, şık bir saç bandına yerleştirilen sensörlerden gelen beyin dalgası sinyallerini yakalayabiliyordu. Wipprecht, bir kişinin artan farkındalığına anında ve doğru bir şekilde tepki veren bilgisayar komutları yazdı. Giyen kişinin heyecanlanması veya korkması durumunda, giysiye gömülü bir kamera o sahneyi kaydediyordu

“Bu işbirliğiyle, beyindeki elektriksel aktivite anlamına gelen elektroensefalogram ve bunu doğru bir şekilde ölçmenin yolları hakkında çok şey öğrendik,” diyor Wipprecht.

OLYMPUS DİJİTAL KAMERA
OLYMPUS DİJİTAL KAMERA

Ars Electronica FutureLab inovasyon yöneticisi Christopher Lindinger, tek boynuzlu başlığı geliştirmek için Avusturyalı G.Tec şirketinden en ileri teknoloji EEG sistemleri satın aldı. g.Sahara elektrotları, elektrot-deri empedansını azaltan altın alaşımını kullandığından, Wipprecht vücuttan ve sensörlerden sinyallerin iletilmesi için genellikle gerekli olan kaygan bir iletken jeli giyen kişinin tenine uygulamak zorunda kalmadı.

“Saçınıza yapışık klinik türde jel bantları modaya pek uygun değil,” diyor gülerek.

“Bunu yerine, bu elektrotlar sekiz küçük iğneyle giyen kişinin saçına kolaylıkla takılabiliyor Sistem, kameranın kayda geçmesini sağlıyor ve ek bir çift göz görevi görüyor.”

Ek Gözden Tek Boynuzlu Ata

Beyin sensörleri giyen kişinin farkındalığının artmasıyla tetikleniyor ve başlıktaki bir LED ışık yanıyor. Işık herkese kameranın kayıtta olduğunu gösteriyor.

Sistem, tetikleyici olaydan önce üç ve sonra beş saniye olmak üzere sekiz saniyelik videolar kaydediyor. Sekiz saniyelik video dosyası, Intel Edison modülüyle yakındaki bir bilgisayar veya cihaza kablosuz olarak gönderiliyor ve paylaşılıyor; burada videoya daha sonra izlenmek üzere tarih ve saat bilgisi giriliyor.

Anouk_Unicorn_Intel_RealSense

Wipprecht aynı zamanda bir paket sakız büyüklüğündeki tam işlevli bir kablosuz bilgisayar olan Intel Compute Stick‘e bağlı bir Intel RealSense derinlik kamerası kullanarak ikinci bir tek boynuz prototipi geliştirdi.

Anouk_Wipprecht_Intel_Compute_Stick

“El hareketlerini izleme, yüz tanıma ve duygu tespiti gibi özellikler geliştirmek istiyorum,” diyor.

Bu ikinci prototip, anları kaydetmek ve giyen kişinin niyetini okumak için bilgisayar görme becerisini makine öğrenme ile bir araya getirecek.

“DEHB veya Otizm tanısı konan kişiler, genellikle başkalarının niyetlerini okumakta zorluk çekiyor ve bu da onlarda strese neden oluyor,” diyor. “Bu sistem, kişinin başkalarıyla iletişimini izleyebilecek, işleyebilecek ve sorgulayabilecek. Giyen kişi için bir öğrenme sistemi veya ajan görevi görecek.”

Teknolojiye Yeni Bir Bakış

Bilgisayar teknolojisinin küçülmesi ve daha yüksek nitelikli ve çeşitli sensör türlerinin tasarımda ve çevremizdeki kumaşlarda kullanılması Wipprecht’e ilham veriyor. Bu trendlerin, birçok insanın teknoloji algısını değiştirmeye zorlayacağını düşünüyor.

“Teknoloji, insan tenine yaklaştıkça, teknolojiyle olan bağlarımızı yeniden tasarlamamız gerekecek,” diyor.

Teknolojinin araç yerine aracı olarak görülmesi gerektiğini düşünüyor.

ANOUKWIPPRECHT_glass_Martjn-e1463593016700

“Teknoloji, bize yardım etmek için hayatımıza girdi, ancak bu çabalar genellikle bir stres belirtisiyle sonuçlanıyor,” diye devam ediyor Wipprecht.

Bu kavramı durmaksızın eğip bükerek, adeta güvenilir bir arkadaş gibi yaşamlarımıza uyum sağlayacak bir teknoloji yaratmayı amaçlıyor.

“Tek Boynuz, teknolojinin bedenimizde nasıl yaşayabileceğini ve dünyada bize nasıl yol gösterebileceğini kanıtlayan örneklerden biri.”

The post Tek Boynuzlu Giyilebilir Teknoloji Başlığı Çocuklara Yardımcı Olmak İçin Sinirbilimden Faydalanıyor appeared first on iQ Turkey.

Computex 2016, sıvı soğutmalı laptoplar ve Extreme Edition CPU’larla meraklılarını şaşırtıyor

$
0
0

Bilgisayarınızın hızlı olduğunu düşünüyorsanız bir de Tayvan’daki Computex 2016 etkinliğinde sergilenen “dünyanın en güçlü oyun laptopuna” ve Intel’in “gelmiş geçmiş en güçlü masaüstü işlemcisine” göz atın.

Bunlardan ilki, güçlü Intel Core i7 CPU ve ikili 330W güç kaynağıyla büyük etki yaratacak olan ASUS ROG GX800 oyun laptopu. Bu yeni taşınabilir Windows 10 bilgisayar, kendisinden önceki ROG GX700‘de olduğu gibi son teknoloji ısı üretici iç parçaların etrafını saran bir soğutucu modüle kenetlenebiliyor.

Bu ASUS Hidro Hız Aşırtma Sistemi, GX800’ün üst düzey CPU, DRAM ve GPU tarafından üretilen ısıyı dağıtmasına yardımcı oluyor. GX700’de GPU güçlü bir GeForce GTX980’di. Geliştirilmiş ROG modelinin içindekileri henüz tam olarak açıklamayan ASUS, yalnızca modelin “masaüstüne benzer güçlü performans için en yeni NVIDIA SLI GPU ve Intel K-serisi CPU’lar ile tasarlandığını” belirtiyor.

GX800_Docking-1024x643-cz

Masaüstü performansından bahsetmişken Intel’in Computex etkinliğinde gelmiş geçmiş en güçlü masaüstü işlemcisi olan Intel Core i7 Extreme Edition işlemciyi görücüye çıkardığını da belirtelim.

“Tüketicilerin bilgisayarlarıyla çok daha fazlasını yapmaya başladıkları bu dönemde, Intel Core i7 Extreme Edition işlemci şimdi maksimum 10 çekirdekle inanılmaz performans sunarak yepyeni bir düzeye ulaşıyor,” diyor Başkan Vekili ve Bağlantılı Ev ve Ticari Müşteri Grubu Genel Müdürü Gregory Bryant.

Tam tamına 10 çekirdek. Bilgi işlem gücü sunan 20 işlem parçacığı. Sistemi genişletmek için 40 PCIe şeridi, Intel Turbo Boost Max 3.0 Teknolojisi ve dört kanallı bellek desteği sayesinde yeni performans düzeyleri.

Inteli7Extreme-1024x848-tr

Kısacası en üst düzey Intel Core i7-6950X işlemci, dört çekirdekli işlemcinin iki katından daha fazla bilgi işlem gücü sunuyor. Oyun tutkunlarının ve içerik oluşturucuların çoklu görev çalıştırmasını mümkün kılmakla kalmıyor, aynı zamanda istedikleri kadar çok görevi aynı anda çalıştırmalarını da sağlıyor.

Intel, bu arttırılmış çok yönlülüğü ‘mega-tasking’ (mega çoklu görev çalıştırma) olarak adlandırıyor.

Bryant, “teknoloji tutkunları, aynı anda çok sayıda yoğun bilgi işlem gerektiren uygulamayla sistemlerinin sınırlarını zorlamak istiyor,” diyerek sanal gerçeklik ve 4K video düzenlemenin işlemci yoğun taleplerine atıfta bulunuyor. “[With the new Extreme Edition CPU] Bir projenin neredeyse her aşaması üzerinde aynı anda çalışmak mümkün.”

Intel Core i7 Extreme Edition işlemciyi iş başında görmek isterseniz, Extreme Rig Challenge‘ı takip edin. Yarışma, yeni CPU’ya ve Intel’in SSD 750 Serisi SSD’lerine sahip en güçlü oyun sistemini kurmak üzere 12 sistem geliştiriciyi karşı karşıya getiriyor. Kazananlar Ağustos’ta PAX Prime’da duyurulacak.

The post Computex 2016, sıvı soğutmalı laptoplar ve Extreme Edition CPU’larla meraklılarını şaşırtıyor appeared first on iQ Turkey.

X Games Teknolojisi, Oyun Severleri Aksiyon Sporu Bilimine Davet Ediyor

$
0
0

Deb Miller Landau iQ Baş Editörü

Gerçek zamanlı verileri yakalayan sensörler, spor severlerin BMX ve kaykay gibi genelde bağlantı kurması zor olan sporlara daha önce benzeri görülmemiş bir erişim elde etmesini sağlıyor.

Kyle Baldock’ın enerjisi ve BMX’in herkes tarafından erişilebilir hale gelmesi konusundaki arzusu, bu spor dalına olan tutkusunun bile önüne geçiyor.

Tüm dünyanın bu heyecana ortak olmasını istiyor.

BMX etkinlikleri, eskiden büyük kitlelerin erişemediği etkinliklerdi. Ancak 1995 yılında, X Games’in ortaya çıkması ile bu engel ortadan kalktı. Bu etkinlik, eskiden “ekstrem” olarak görülen sporların popüler uluslararası yarışmalara dönüşmesini sağladı. Teksas’ta gerçekleştirilen son etkinlikte bazı BMX ve kaykay etkinliklerine entegre edilen yeni teknolojiler sayesinde, eskiden marjinal olarak bilinen bu sporlar, artık daha da erişilebilir hale geliyor.

“Bu etkinlikleri evden izlerken ne kadar uzak mesafe kat ettiklerini veya ne kadar yükseğe çıktıklarını tam olarak anlayamazsınız,” diyor Intel’in akıllı cihazlar inovasyon ekibinde yeni konsept mühendisi olarak görev alan Tyler Fetters.

Oyunlarda ise, düğme büyüklüğünde bir platform olan Intel Curie; bir ivmeölçer, jiroskop ve manyetometre içeren sensörlerden oluşuyor. Bir kibrit kutusu büyüklüğünde olan bu modül; Skate Big Air, BMX Big Air ve BMX Dirt olmak üzere üç etkinlikte kullanılacak.

Fetters, Intel’in platformunun zıplama yüksekliğinden iniş g kuvvetine kadar her alanda veri topladığını söylüyor.

“Bunları evden izleyen bir kişi, bu bilgi ve teknoloji sayesinde inanılmaz hünerler sergileyen bu atletlerin gerçekten neler yaşadığını daha iyi anlayabilir.”

4M3A2392

Gücünü Curie’den alan iki modül, her bir sürücünün BMX bisikletine ve her bir kaykaycının kaskına takılıyor.

“İzleyenlerin bu teknoloji deneyimini yaşayabilmeleri, bana büyük heyecan veriyor,” diyor Fetters. “Atletlerin ne yaptığını gerçek zamanlı olarak ölçerek ve izleyicilerle paylaşarak, onların bu spora daha fazla bağlanmalarını sağlayabiliriz.”

X Games teknolojisinden elde edilen veriler, aynı zamanda yayıncıların durumu daha ayrıntılı incelemesini ve atletlerin daha verimli bir şekilde antrenman yapmasını sağlıyor.

BMX’in insanlarca daha iyi anlaşılır hale gelmesinin bu sporun izleyiciler ve bu spora yönelen atletler tarafından daha erişilebilir olmasını sağlayacağını düşünen 25 yaşındaki Avustralyalı Baldock “Bu yeni teknoloji dünyayı yerinden oynatacak,” diyor.

bmx_bike_intel_puck_2_LARGE

Curie modülünden elde edilen verilerin, antrenmanları için bilgi sağladığını söylüyor. Örneğin zıpladığında daha yükseğe erişmek için daha fazla squat yapması gerektiğini biliyor.

Diğer atletler, bu teknolojinin idmanlarına yardımcı olmasını ve sakatlanmaları önlemesini bekliyor. Skate Big Air gibi bir spor dalında, her santimetre hayati önem ve risk taşıyor.

kyle_techtable_1
Kyle Baldock, Intel Curie modülünden elde edilen verileri görmek için teknoloji masasını ziyaret ediyor.

Kaykaycı Bob Burnquist, 10 yaşındayken futbol tutkunu Brezilya’da kaykay yapmaya başlamış. Yaptığı sporun tamamen hisler ve içgüdülerle ilgili olduğunu söylüyor, ancak teknoloji sayesinde bu sporun ardında yatan bilimi de merak ettiğini ifade ediyor.

Dışarıdan bakan biri için kaykaycılar, sadece kayıp zıplıyormuş gibi görünebilir; ancak kendisi de bir kaykaycı olan Burnquist, yükseklik ve rüzgar hızından rampa açılarına ve hava sıcaklığına kadar düşünülecek çok fazla faktör olduğunu söylüyor.

“Ne kadar döndüğümü bilmem gerekmiyor,” diyor. “Ben numaramı yaparken 360 derece dönüp dönmediğimin bir önemi yok… Ne kadar döndüğümü biliyorum zaten. Ama ne kadar hızlı gittiğimi veya rüzgarın ne durumda olduğunu bilmiyorum. İşte asıl bu bilgiler değerli.”

Kaskına takılı ve gücünü Curie’den alan modülden elde edilen gerçek zamanlı verilerin hareket anında düzenlemeler yapmasına yardımcı olduğunu, aynı zamanda izleyenlerin de spora daha yakın olmasını sağladığını belirtiyor.

bob_backflip_mega_tech_LARGE
Bob Burnquist, kaykayı ile ters salto atıyor.

tom_Scharr_540_mega

 

 

The post X Games Teknolojisi, Oyun Severleri Aksiyon Sporu Bilimine Davet Ediyor appeared first on iQ Turkey.

VR kullanımına hazır bir bilgisayarla yapabileceğiniz neredeyse imkansız 6 şey

$
0
0

Sanal gerçeklik deneyimini yaşamanın birçok yolu var. VR kullanımına hazır bir bilgisayarla Oculus Rift, HTC Vive veya yakında çıkması beklenen Razer OSVR’ı kullanabilirsiniz. Google Cardboard ve Samsung Gear VR, bir akıllı telefonu VR gözlüğüne dönüştürmenize olanak tanıyor. PS4 sahipleri ise bu yıl PlayStation VR’a sahip olabilecek.

Bu sanal gerçeklik sistemleri, VR deneyiminde baş döndürücü bir yolculuk, Büyük Set Resifi’nin harikalarını göreceğiniz bir dalış, karanlık ve perili bir evde yaşayacağınız tedirgin bir macera gibi çeşitli 360 derece ‘deneyimler’ sunuyor. Bazı VR uygulamaları, gerçek hayatta yapamayacağınız (veya yapmayacağınız) şeyleri bile yapmanızı sağlıyor. Mesela…

Aya ayak basmak
Immersive Education’ın sunduğu Apollo 11 VR Deneyimi, 1969’un ünlü aya ayak basma sahnelerini yeniden canlandırmak üzere “uzay aracının ve yerlerin birebir yaratılmasıyla özgün ses ve videoları” bir araya getiriyor.

Görevi VR’da yalnızca izlemekle kalmıyor, aynı zamanda onun bir parçası oluyorsunuz. Komuta modülünün kontrolünü ele geçiriyor, LEM’i aya indiriyor ve ay yüzeyini keşfe çıkıyorsunuz. Muhteşem bir etkileyiciliğe sahip bu VR içeriği, belgesellerin ve müze sergilerinin geleceğini çok iyi bir şekilde temsil edebilir.

Zamanda yolculuk yapmak
Apollo 11 VR Deneyimi’nden yola çıkıldığında, diğer tarihi olayların VR ile inanılmaz bir gerçeklikle yeniden yaratılması ve zamanda sanal bir yolculuğa olanak tanıması mümkün. Örneğin, ABD’de MatterVR, Wright Kardeşlerin bir hava aracındaki ilk motorlu uçuşunun sıra dışı ayrıntılarla dolu bir VR tasarımını gerçekleştirmeyi başardı.

Yapımcısı Jonah Hirsch, şu anda Anne Frank’in yaşamını temel alan bir VR deneyimi üzerinde çalışıyor. Ayrıca Beethoven projesi de plan aşamasında. “Tarihi yeniden yaratmak gerçekten harika, ders kitaplarında okumaktan çok daha eğlenceli,” diye belirtiyor Animation World Network’e yaptığı açıklamada.

Kuş gibi uçmak
İnsanoğlu, hep kuş gibi uçmayı hayal etmiştir. Şimdi VR ile bunu yapabiliyoruz. Somniacs’in geliştirdiği başa takılan bir ekran ve havada kalmak için çırptığınız mekanik kanatlardan oluşan Birdly, VR ölçeğinin bir ucunu temsil ediyor. Ölçeğin diğer ucundaysa, Ubisoft’un Eagle Flight‘ı bulunuyor. Bu teknoloji, tüyler ürpertici ve terk edilmiş Paris semalarında bir kartal gibi havada yükselmenize, pike yapmanıza ve süzülmenize olanak tanıyarak VR kullanımına hazır sistemlerde baş döndürücü bir deneyim yaşamanızı sağlıyor.

İnsan vücuduna girmek
Küçülüp sekiz mikro metre boyuna geldiğinizi ve insan vücuduna sanal gerçeklik dalışı yaptığınızı hayal edin. The Body VR da tam olarak bunu gerçekleştirmeyi amaçlıyor: Kan dolaşımı içinde yüzmenizi, vücudun yaşayan hücrelerini incelemenizi ve insan vücudunun virüs istilalarıyla nasıl savaştığını görmenizi sağlayan Esrarengiz Yolculuk/İçimde Biri Var filmlerine benzeyen bir deneyim.

Bir filmin içine girmek
Filmleri genelde ekran karşısına oturup izleriz. İçerikler ve seyirci arasında bir ayrım söz konusudur. Peki ya filmi ekranın içinden izleyebilseydiniz? 360 derece görüş açınız olsaydı ve tüm aksiyon etrafınızda gerçekleşseydi nasıl olurdu? Kısa animasyon filmi Invasion‘da tam olarak böyle oluyor. Film yapımı ve hikaye anlatımının gelecekte böyle bir yol izleyebileceğini bize gösteriyor.

Everest’e tırmanmak
Birçoğumuz dünyanın en yüksek dağının zirvesine çıkmak bir yana, kaya tırmanışını bile asla denemeyecektir. İngiliz Dağcılık Konseyi, Everest keşif gezilerinin bir dağcıya 35.000 ila 60.000 dolara mal olduğunu belirtiyor. Öte yandan 1922 – 2014 yılları arasındaki veriler, en az 265 kişinin bu girişimleri sırasında hayatını kaybettiğini gösteriyor.

Everest VR, size bu deneyimi böylesine bir maliyet veya tehlike olmadan sunuyor. İzlandalı Solfar Studios ekibinin geliştirdiği bu sistem, sizi binlerce metre yükseklikteki dar ve buzlu bir dağın sırtında durduğunuza ve gerçekte var olmayan ürkütücü ve dik bir yamacın ucunda sendelediğinize inandırmak için foto gerçekçi grafikleri ve yoğun 3 boyutlu sesleri bir araya getiriyor.

Bunu ve buradaki diğer deneyimlerin birçoğunu elde etmek için VR kullanımına hazır, yani Intel Core i7-6700HQ işlemci veya daha üstü, NVIDIA GeForce GTX 980 veya üstü, 8GB RAM, üç USB 3.0, bir USB 2.0 ve HDMI 1.3 bağlantı noktası içeren bağlantı seçenekleri gibi özelliklere sahip bir bilgisayara ihtiyacınız var.

Bunlar, Oculus ve HTC Vive tarafından önerilen ve her ikisiyle uyumluluk sağlamak üzere ayarlanan teknik özellikler. VR kullanımına hazır bilgisayarlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için burayı tıklayın.

Ana resim: Shutterstock/Dominik Michalek

The post VR kullanımına hazır bir bilgisayarla yapabileceğiniz neredeyse imkansız 6 şey appeared first on iQ Turkey.


Yeni laptopların teknoloji hurdalığına gönderdiği 8 şey

$
0
0

Son birkaç yılda laptoplar önemli ölçüde değişti. Masaüstü sistemlere benzemeye çalışan hantal makineler tarih oldu. Yerlerine ince Ultrabook’lar, hafif Cloudbook’lar, laptop ve tablet modları arasında geçiş yapabilen 2’si 1 Arada laptoplar geldi.

Bu mobil evrim gerçekleşirken bazı popüler teknolojiler ve aksesuarlar, ZIP disklerden, RS-232 arayüz bağlantı kablolarından ve eski iztoplarından oluşan hurdalıklara mahkum oluyor. Artık bunlara şu teknolojiler de katılıyor:

1. Yedek piller — En yeni işlemcilerdeki güç yönetimi iyileştirmeleri ve daha büyük pil hücreleri sayesinde, laptopların şarjı artık kayda değer ölçüde daha uzun dayanıyor.

Ne kadar mı uzun? Laptopmag.com’un hazırladığı En Uzun Pil Ömrüne Sahip Laptoplar kılavuzuna göre, Core i5 işlemcili Lenovo ThinkPad x260 17 saat ile listenin başında yer alırken, bütçe dostu Celeron işlemcili Acer Aspire One Cloudbook 14 saatten uzun pil ömrüyle ikinci sıraya yerleşiyor. Bu tür laptoplar sayesinde yedek pil taşımaya ihtiyaç kalmıyor.

shutterstock_3141380-laptop-bag-tr

2. Laptop çantaları — Yedek pil taşımadığınız için hantal bir laptop çantasına da ihtiyacınız olmuyor. Hani şu çok cepli, siyah naylondan yapılmış, rahatsız edici ve omuzdan askılı çantalar. Son yirmi yıldır hiç değişmemiş bir tasarım. Günümüzün hafif, çok ince, pili uzun süre dayanan dizüstü bilgisayarlarını düşündüğümüzde, basit koruyucu bir kılıf kullanmak yeterli oluyor.

3. Parolalar — RealSense kameralı bir laptop satın aldığınızda, laptopunuzda oturum açmak için parola yerine Windows Hello uygulamasını kullanabiliyorsunuz. Böylece, daha güvenli olsun diye garip özel karakterler serpiştirdiğiniz büyük ve küçük harflerden oluşan bir diziyi unutma derdi yaşamıyorsunuz. Windows Hello ile yüzünüz parolanız oluyor.

4. Kablolar — Günümüzün taşınabilir kişisel bilgisayarları sayesinde, Ethernet kabloları, yazıcı kabloları ve kablolu USB fare kullanma ihtiyacını zaten ortadan kalktı. Şimdi de Intel WiDi gibi teknolojiler DisplayPort, DVI ve HDMI kablolarını ortadan kaldırırken, WiGig teknolojisi tüm USB çevre birimleri için kablosuz bir çözüm sunacak.

Güç kablolarının tarihe karışmasını sağlayacak planlar dahi yapılıyor. Gelecekte laptoplar, Rezence gibi kablosuz şarj teknolojilerinden faydalanacak.

rezence-wireless-charging-1024x518-tr

5. Optik disk sürücüler — Süper hızlı geniş bant ve kablosuz ağlar sayesinde, DVD/Blu-ray sürücü geçmişte kaldı. Bunlara artık ihtiyacımız kalmadı.

İstediğimiz tüm yazılımları internetten indirebiliyoruz; en sevdiğimiz filmleri ve müzikleri veri akışı yoluyla internetten izleyebiliyoruz. Ayrıca, modern laptopların artık ne kadar ince olduklarını göz önünde bulundurduğumuzda (örneğin Samsung Notebook 9 yalnızca 1,4 cm kalınlığında), optik disk sürücü için yeterli yer olmadığını görebiliriz.

6. Sabit sürücüler — Veri akışı hizmetlerinin ve bulut tabanlı belge depolamanın çıkmasıyla birlikte, sabit sürücü alanı artık satış için önemli bir özellik olmaktan çıkıyor. Aslında, birçok modern laptopta SATA HDD sürücülerin yerini, daha hızlı ve güvenilir olan SSD (Solid State Sürücü) almaya başladı.

7. Soğutucu fanlar — Laptoplarda fan olduğu zamanları hatırlıyor musunuz? Klavyeden gelen hafif tuş sesi ve sabit sürücünün o yumuşak tıkır tıkır çalışma sesi dışında hiç ses olmadan çalıştığınız zamanları?

Sonra birden laptopun fanı çalışmaya ve makinenin arkasından hava üflemeye başlar, küçük bir jet motoru gibi kükrer. Bugünlerde, düşük güç tüketen Intel Celeron ve Core M gibi işlemciler sayesinde, ASUS Zenbook UX305 gibi pasif olarak soğutulan laptopların fana ihtiyacı kalmıyor. Bütünüyle sessiz çalışıyorlar.

asus-ux305-1024x604-tr

8. Windows — Laptoplar, artık Windows’u bile hurdalığa göndermeye başladı. Microsoft işletim sistemi, 30 yılı aşkın süredir piyasada.

Ancak Google’ın Chrome işletim sistemi, günümüzün bilgi çalışanlarına iyi bir alternatif sunabilir. En son rakamlara göre, Chromebook satışları Amerika’da ilk kez Mac laptop satışlarını geçti. Acer Chromebook 14 gibi gücünü Intel Core çiplerden alan cihazlar, şık tasarımları, hızlı performansları ve düşük fiyatlarıyla cazip görünüyor.

Laptopun klasik katlanır tasarımı bile, hem taşınabilir bilgisayar hem de tablet olabilen döndürülebilir, katlanabilir, ayrılabilir 2’si 1 Arada laptopların tehdidiyle karşı karşıya. Bundan sonra satın alacağınız yeni laptopunuzun şimdikinden çok daha farklı görüneceğini söylemek mümkün.

Ana resim telif hakkı: Shutterstock/S.Dashkevych

The post Yeni laptopların teknoloji hurdalığına gönderdiği 8 şey appeared first on iQ Turkey.

En popüler yeni drone şirketleri: Hayat kurtaran insansız hava araçlarından iç mekanda kullanılan dört pervaneli helikopterlere

$
0
0

Bir drone veya insansız hava aracının (UAV) neler yapabileceğini sormak yerine belki de ne yapamayacağını sormalıyız. Dört pervaneli robot helikopterler olarak tanımlayabileceğimiz quadcopter’ler şimdiden film ve fotoğrafçılık, denetleme ve izleme, haritalama ve etüt alanlarında devrim yaratıyor. DHL kısa süre önce Bavyera’da otomatik drone teslimat hizmetinin tanıtımını yaptı. Drone yarışları için ise şimdiden uluslararası turnuvalar düzenleniyor.

Peki ama sırada ne var? PricewaterhouseCoopers LLP’nin bir raporuna göre, küresel ticari drone pazarı değerinin 2020’de 127 milyar dolara ulaşması mümkün. Bu durumda, UAV odaklı birçok şirketin fark edilmek için mücadele vermesine, yeni drone tasarımları, yeni uygulamaları ve en ileri teknolojileri geliştiriyor olmasına şaşmamalı.

Takip etmeniz gereken en popüler yeni drone şirketlerinin bazılarını paylaşalım.

Zipline — hayat kurtaran teslimatlar
Drone ile teslimat sistemleri üzerinde çalışan Amazon, DHL, Walmart ve daha birçok şirket, aynı günde paket teslimatının rahatlığını müjdeleyen teknolojileri test ediyor. Ancak Zipline‘ın alışverişin ötesinde daha büyük amaçları var. Geliştirdiği Zip drone, uzak noktalara temel tıbbi malzemeler götürebilen küçük bir robot.

UAV America — daha uzun süreli uçuşlar
Ortalama bir quadcopter, 20 ila 30 dakika arasında havada kalabilir. Popüler DJI Phantom 4, 28 dakika uçuş süresi sunarken, 3D Robotics Solo ancak 25 dakika, hatta yükü varsa daha kısa bir süre havada kalabiliyor. UAV America uzun süre havada kalabilen drone’lar alanında kendine bir yer edinmeyi umuyor. Karbon fiberden yapılan Eagle XF drone, 60 dakikaya kadar uçuş süresi vaat ediyor.

Joby Aviation — yolcu drone’ları
Drone’lar her zaman hayalini kurduğumuz uçan arabalara mı dönüşecek? IQ’yu sık sık ziyaret ediyorsanız, eHANG 184 ve Volocopter gibi yolcu taşımak üzere tasarlanan bazı drone prototiplerini daha önce görmüşsünüzdür. Joby Aviation, modern akü teknolojisini, elektrikli motorları ve kontrol sistemlerini tam elektrikli, 200 mil/sa hızlara ulaşabilen dikey kalkış ve iniş (VTOL) hava aracında bir araya getiren S2’yi geliştirdi.

Joby_S2_6-1024x576-tr

Cyphy — kablolunun daha iyi olduğunu kanıtlama çalışmaları
Cyphy, UAV uçuş süresini arttırmanın ve iletişim güvenliğini sağlamanın ilginç bir yolunu bulmuş. Cyphy’nin altı pervaneli PARC (Kesintisiz Hava Keşfi ve İletişimleri) helikopteri, güç ve Ethernet bağlantısı taşıyan bir mikrofilament iple yer istasyonuna bağlanıyor. Bu da bir PARC drone’un hacklenemeyeceği ve günlerce havada kalabileceği anlamına geliyor.

Yuneec — RealSense gözlerine sahip drone’lar
Çinli teknoloji şirketi Yuneec, Intel’in RealSense 3D kamerasıyla donatılabilen çok amaçlı altı pervaneli helikopter tasarımı olan Yuneec Typhoon H ile dikkatleri üzerine çekti. Typhoon H bu teknolojiyle, engelleri akıllı ve otonom bir şekilde aşabilme becerisi sayesinde pazardaki en iyi robotik hava araçlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Yani resmen gözleriniz kapalı uçabiliyorsunuz.

MWC-drone-2-7-1024x561-tr

Dedrone — Anti-drone şirketi
Havadaki drone’ların sayısı artarken, yasal olarak UAV’leri tespit etmek ve havaalanları, stadyumlar ve kamu binaları gibi hassas yerlerde hareketlerini sınırlamak üzere çalışan şirketler de kuruluyor. Bu yeni şirketlerden biri olan Dedrone‘un Drone İzleme sistemi, hedefleri gerçek zamanlı belirleyebilen bir RF tarayıcı ve bunları durdurmak üzere iki kanallı bir sinyal bozucudan oluşuyor.

Rook — uçan güvenlik kamerası
Drone’ların hepsi dış mekan kullanımı için üretilen ağır hava araçlarından oluşmuyor. Eighty Nine Robotics tarafından geliştirilen kompakt Rook hava aracı, internet üzerinden akıllı telefonunuzla kontrol edebileceğiniz uçan bir güvenlik kamerası. Sabit bir Wi-Fi kamera yalnızca bir odayı izleyebilirken, Rook evin içinde 7-10 dakikalık uçuş süresiyle uçabiliyor. Sesli kontrol edilebilen cihaz, kablosuz şarj istasyonuna otomatik olarak dönebiliyor.

Bunlar takip etmeye değer yeni drone şirketlerinden yalnızca birkaçı. Vantage Robotics‘in tasarladığı selfie videosu çeken Snap drone, Airware‘in sahip olduğu havadan denetleme UAV’lerinin yanı sıra, Hangar 78 UAV tarafından geliştirilen, çiftçilerin tarlalarını izlemesine ve taramasına yardımcı olan Yield Defender gibi tarım amaçlı drone’ların da dahil olduğu birçok örnek var.

Drone’lar imkansız gibi görünen kullanım alanları buluyor. UAV’lerin deniz yaşamını kameraya alırken sağladığı faydaları görmüştük. Peki, aynı zamanda balık tutmak için de kullanılabileceklerini biliyor muydunuz? Aşağıdaki ilginç videoda iki Avustralyalının bir UAV ile yaptıkları orkinos avını izleyin.

Ana resim © Joby Aviation 2015

The post En popüler yeni drone şirketleri: Hayat kurtaran insansız hava araçlarından iç mekanda kullanılan dört pervaneli helikopterlere appeared first on iQ Turkey.

Bu futbol yıldızı avcısı, Euro 2016’nın en iyi oyuncularını şimdiden biliyor

$
0
0

Euro 2016’nın başlama vuruşu 10 Haziran’da yapıldı. Takip eden bir ay boyunca toplam 24 takım 10 şehirde oynanacak 51 maç için sıraya girecek. Turnuvada Cristiano Ronaldo, Robert Lewandowski ve Zlatan Ibrahimovic gibi futbolun yıldızlarının yanı sıra Dell Alli, Leroy Sane ve Renato Sanches gibi yeni yetenekler de boy gösterecek.

Dünyanın her yerinden kulüpler, yeni Paul Pogba veya Michy Batshuayi’yi keşfetmek umuduyla Euro 2016’yı izliyor ve analiz ediyor olacak. Büyük uluslararası turnuvalar, geçmişten bu yana genelde oyuncuların dünyanın ilgisini çekebilmelerini sağlayan bir platform olmuştur. İtalya’da gerçekleşen 1990 Dünya Kupası’nda Roberto Baggio’nun rakibin defansına attığı çalımları veya Euro 96’da Paul Gascoigne’nin Colin Hendry’yi ters köşeye yatırdığını kim unutabilir ki?

Ancak Roberto Baggio’dan farklı olarak, bir de Karel Poborsky gibi Euro 96’da uyandırdığı hayranlıktan sonra Manchester United’ta çuvallamış olan futbolcular da var. Kulüpler tek gollük futbolcularla gizli cevherleri nasıl ayırt ediyor? Bunun yanıtı çok kolay. Yanıt, veri analizi biliminde yatıyor. Bir yetenek avcısı şimdiden Euro 2016’nın en iyi oyuncularının kimler olacağı hakkında fikir yürütebiliyor.

Pass master: Map of one player’s passes and average positions from the Italian Serie A during the 2014-15 season.
İtalya Serie A ligi 2014-15 sezonunda bir oyuncunun paslarını ve ortalama pozisyonlarını gösteren bir Scout7 haritası.

Intel iş ortağı Scout7, kulüplerin yeni oyuncuları belirleme ve takıma alma çalışmalarında devrim yaratıyor. Yılda üç milyon dakikayı aşkın maç görüntüsü toplayan İngiliz yazılım firması, 150 binden fazla aktif futbolcu kaydından oluşan ve arama yapılabilen bir veritabanı sunuyor. Sunulan veriler arasında oyuncunun yaşı, boyu, pozisyonu, hızı, koştuğu mesafe, oynadığı maçlar, yaptığı paslar, kazandığı ikili mücadeleler, isabetli şutlar, attığı goller gibi temel istatistikler bulunuyor.

Scout7, doğru ellerde kullanıldığında inanılmaz güçlü bir sistem. Örneğin, İngiltere’nin forveti Harry Kane, İsviçre kulüp çekişmesine sahne olan Bellinzona turnuvasında attığı üç gol sayesinde, daha 15 yaşındayken Scout7 veritabanı tarafından keşfedilmişti. Kane’in Euro 2016’nın en iyi oyuncularından biri olması bekleniyor.

Premier Lig şampiyonu Leicester City, 2014’te Le Havre’nin kanat oyuncusu Riyad Mahrez’i 400.000 sterlin gibi çok düşük bir fiyata satın aldığında Scout7’dan faydalanmıştı. Şampiyonluğu kazandıkları sezonda Mahrez 17 gol ve 11 asist gerçekleştirirken, İngiltere’de Yılın Futbolcusu seçildi. Alınan raporlara göre, oyuncunun tahmini transfer değerinin şu anda 25 milyon sterlinin üstünde olduğu belirtiliyor.

Scout7 - Harry Kane
Harry Kane, 15 yaşından beri Scout7 tarafından izleniyor.

Euro 2016 sırasında, Scout7 platformlarında müşterilerin kendi Intel tabanlı özel bulutlarından verilere erişebilmesini sağlayan etkinlikler gerçekleşmesi bekleniyor.

“Euro 2016 boyunca her maç için yaklaşık 12 GB’lık içerik toplayacağız. Bunların içinde ilk 11, saha dizilişi, koşulan mesafe, oyun süresi, pas, ikili mücadele, asist ve şutlar gibi kilit istatistiksel verilerin yanı sıra HD görüntüler de bulunacak,” diye açıklıyor Scout7 Operasyon Direktörü Bradford Griffiths.

Maçlar Intel Quick Sync video teknolojisi ile dönüştürülecek ve bitiş düdüğünün ardından bir iki saat içinde Scout7 abonelerine sunulacak.

Scout7 Player Record Video Tab
Scout7 aboneleri, üç milyon dakikayı aşkın HD maç görüntüsüne erişebiliyor.

Bununla birlikte, transfer hedeflerinin belirlenmesine yardımcı olması, sistemin faydalarından yalnızca biri. Milli takım teknik direktörlerinin, Avrupa galibiyetini elde etme amacıyla Scout7’ın zengin istatistiksel bilgilerini taktik oluşturmada kullanmaları bekleniyor.

“Video analizi konsepti Euro 2012’de mevcuttu, ancak veri analizi ve tüketim araçları bugün daha da gelişmiş bir hale geldi,” diyor Griffiths. “Örneğin, takımlar rakip takımların korner veya serbest vuruş gibi belirli senaryolarda nasıl hücum ve savunma yaptığını görebilecek. Forvet gibi belirli oyuncuların güçlü ve zayıf yanları da personel tarafından analiz edilebilecek, hatta savunma oyuncusunun akıllı telefonuna veya tabletine doğrudan gönderilerek, oyuncunun maç öncesi kendini hazırlaması mümkün olacak.”

Gelecekteki turnuvalara baktığımızda, verilerin futbol severler, yayın kuruluşları, atletler ve hakemlerin spor deneyimlerini çok daha iyi hale gelmesine yardımcı olacağını söyleyebiliriz. Örneğin vida büyüklüğündeki Intel Curie modülü, havadaki dönüşler, sıçrama yüksekliği, sıçrama mesafesi, hız ve düşüş anındaki kuvvet gibi verilerin gerçek zamanlı paten ve bisiklet verilerinin akışını sağlamak üzere X Games’te kullanıldı.

Curie gibi giyilebilir teknolojilerin futbol dünyasında da kullanılması artık an meselesi.

“Giyilebilir teknolojiler sayesinde doğrudan futbolculardan elde edilen fiziksel verileri Euro 2020’de görmeyi umuyoruz. Böylelikle futbolcuların becerilerine ilişkin görüşler elde edilebilecek ve teknik direktörlere taktik konusunda bilgi vermek mümkün olacak. Futbolcuların çevikliğini ve hızını ölçebilmenin yanı sıra, sahanın nasıl kullanıldığını da takip edebileceğiz,” diyor Bradford Griffiths.

Bu arada gözünüz Fransız kanat oyuncusu Kingsley Coman, İsviçreli forvet Breel Embolo, Rusya’dan Aleksandr Golovin ve Almanya’dan Julian Weigl gibi oyuncularda olsun. İstatistiklerine bakılırsa, Euro 2016’nın en iyi oyuncuları ve belki de geleceğin futbol yıldızları olabilirler.

Ana resim: Shutterstock/Sergey Nivens

The post Bu futbol yıldızı avcısı, Euro 2016’nın en iyi oyuncularını şimdiden biliyor appeared first on iQ Turkey.

Computex 2016 özeti: Ev robotları, WiGig ve VR kullanımına hazır sırt çantası bilgisayarı

$
0
0

Computex 2016, birçok ‘ilkin’ görücüye çıktığı bir teknoloji şovu oldu. Tayvan’ın başkenti Taipei’de düzenlenen bu yılki etkinlikte 30 ülkeden 1602 şirket, yeni Windows 2’si 1 Arada laptoplar, yeni nesil grafik kartları ve özelleştirilebilir RGB klavyelerden sanal gerçeklik gözlüklerine kadar birçok yeni ürünü sergiledi.

Örneğin, sergide Dell dünyanın ilk 17 inçlik 2’si 1 Arada laptopunun lansmanını yaptı.

Yeni Inspiron 7000 serisi, geniş Inspiron 17 7000 serisinin torunu. 6. nesil Intel Core işlemcili 17 inç ekranlı cihaz, 360 derece döndürülerek laptop, çadır, stand veya tablet modlarında çalışmanızı sağlayan bir menteşeye sahip. Windows Hello desteği ise, parola kullanmadan bir bakışınızla güvenli bir şekilde oturum açmanızı sağlayacak.

Dell Inspiron 17 7000, dünyanın ilk 17 inçlik 2'si 1 Arada laptopu.
Dell Inspiron 17 7000, dünyanın ilk 17 inçlik 2’si 1 Arada laptopu.

Computex 2016’da Intel, ilk 10 çekirdekli CPU’su olan Intel Core i7 Extreme Edition işlemciyi duyurdu. Üst düzey oyun ve içerik oluşturma görevleri için tasarlanan yeni çip, 20’ye kadar işlemle bilgi işlem performansı sunarak ‘çoklu görev çalıştırmadan’ ‘mega çoklu görev çalıştırmaya’ geçmenize olanak tanıyor.

Bu sırada ASUS ise ilk ev robotunu görücüye çıkardı. Zenbo adı verilen Intel işlemcili bu droid, tekerlekleri sayesinde evin içinde dolaşabiliyor, yüzleri tanıyıp fotoğraf çekebiliyor, çocuklarınıza hikayeler anlatıyor, size işlerinizi veya etkinliklerinizi hatırlatabiliyor, müzik çalabiliyor ve hatta akıllı ev cihazlarını kontrol edebiliyor. Biraz Amazon Echo, biraz Jibo, biraz da evinizin güvenlik görevlisi olan bu çok yetenekli robot Zenbo, önümüzdeki günlerde 599 dolardan satışa sunulacak.

ASUS Zenbo, Intel işlemcisiyle gerek Jibo'nun gerekse Amazon Echo'nun bazı yeteneklerine sahip.
ASUS Zenbo, Intel işlemcisiyle gerek Jibo’nun gerekse Amazon Echo’nun bazı yeteneklerine sahip.

WiGig’i (diğer adıyla Wireless Gigabit) hatırlıyor musunuz? Toronto merkezli Peraso firması, Computex 2016’da Wi-Fi’a kıyasla 50 kata kadar daha hızlı kablosuz bağlantı sağlamak üzere 60GHz spektrumdan faydalanan dünyanın ilk WiGig USB Güvenlik Cihazını tanıttı. Henüz bu cihaz hakkında çok şey bilinmiyor. Ancak ABI Research Inc., 2018 itibariyle erişim noktaları, laptoplar, tabletler ve akıllı telefonlarda kullanılmak üzere yılda 600 milyonu aşkın WiGig çipi satılacağını tahmin ediyor.

Bugünlerde kişisel bilgisayarlar, yeni ASUS ZenBook 3 gibi hafif laptoplardan MSI Aegis Serisi Oyun bilgisayarları gibi kocaman masaüstü bilgisayarlara kadar birçok farklı şekil ve boyutta sunuluyor. ZOTAC ZBOX Mini Bilgisayarı sırt çantasına koyduğunuzda, VR kullanımına hazır ve giyilebilir teknoloji ürünü bir bilgisayar olan ZOTAC Mobile VR’ı elde etmiş oluyorsunuz. MSI ve HP‘nin rakip sırt çantası bilgisayar sistemleri, benzer bir kablosuz VR deneyimi sunmayı hedeflese de bu cihazın türünün ilk örneği olduğunu söylemek mümkün.

Son olarak, Computex 2016 ilk kez HWBOT Dünya Turu hız aşırtma yarışmasına ev sahipliği yaptı. Dünya Turu’nda yer alan HWBOT etkinliklerinde ekstrem ve amatör hız aşırtma yarışmalarının yanı sıra meraklılarının bilgisayarlarının performansını güvenli bir şekilde arttırmalarına yardımcı olacak hız aşırtma atölyeleri de düzenlendi.

Hız aşırtma ustaları, Intel’in yeni Intel Turbo Boost Max 3.0 Teknolojisi ve dört kanallı bellek desteğiyle yeni performans düzeylerine ulaşabilen 10 çekirdekli, 20 işlemli Core i7 6950X işlemcisini ilk elden deneme şansı elde ederek bir başka ilke imza attılar. Yarışma ne üzerine miydi? İşin ustaları, kilitsiz Extreme Edition işlemciyi biraz sıvı nitrojen yardımıyla en üst sınırlarına ulaştırmak için mücadele ettiler. Yarış hala devam ediyor.

The post Computex 2016 özeti: Ev robotları, WiGig ve VR kullanımına hazır sırt çantası bilgisayarı appeared first on iQ Turkey.

Rekabet Bilgisayar Modifikasyonunu Uç Noktalara Taşıyor

$
0
0

YouTube video serisi, bilgisayar modifikasyon ustalarını hızlı bir yarışta karşı karşıya getirerek yaratıcılıklarını, hünerlerini ve dakikalar içinde bilgisayar kurma ve özelleştirme becerilerini test ediyor.

Yarış esnasında, özelleştirilmiş bilgisayarlar tasarlamakta uzman olan Travis Janks’in tam işlevli bir bilgisayarı toplaması yalnızca 15 dakika sürdü. Bu süre, en yetenekli bilgisayar toplayıcılarının harcayacağı sürenin yarısından bile az. Başka herhangi birinin bunu doğru bir şekilde yapması ise saatler ve hatta günler alabilir.

Janks, bu etkileyici başarıyı baharda Expert Mode isimli YouTube video serisinin ikinci bölümünde “Rig Wars” (Sistem Savaşları) kayıtları sırasında gerçekleştirdi.Expert_Mode_Rig_Wars_2016

Expert Mode’un ilk sezonunda Janks, hayalindeki makine olan hız aşırtmalı Refrigerator Rig‘i kurdu. Bu makine, mikro işlemcileri sıfırın altında 200 dereceye kadar soğutan iki klima ünitesine sahipti.

Janks, “Rig Wars” etkinliğinin bir parçası olan inanılmaz dinamik bir yarışma programında Marc Molella ve Hassan Alaw ile karşı karşıya geldi. Bu üç katılımcı, en iyi modifikasyon uzmanı unvanını kazanmak için kıyasıya mücadele etti.

Beş farklı oyunda yarışmacıların kısıtlı süre ve sürpriz engeller karşısındaki yaratıcılıkları, hünerleri ve bilgisayar kurma becerileri test edilirken, programın sunucuları Michele Marrow ve Malik Forte teknoloji hakkındaki görüşlerini ve yorumlarını paylaştılar.

Malik_Forte_Michele_Marrow-Expert_Mode

“‘Expert Mode’, bilgisayarlarla olan yolculuğumuz başladığı sırada benim gibi birçok kişinin parçası olmayı hayal ettiği bir etkinlik. Bu nedenle böyle bir fırsatı kesinlikle kaçıramazdım,” diyor Precision Computing‘in sahibi Marc Molella. Molella, kısa süre önce Delorean otomobili şeklinde bir bilgisayar tasarladı.

1908 yılında basit bir tasarım ve renk (siyah) ile üretilen ilk Ford Model T’de olduğu gibi, 1981’de üretilen ilk IBM kişisel bilgisayarı da basit ve bej bir kasada sunulmuştu. İnsanlar kısa sürede bilgisayar kasalarını modifiye etmeye, bilgisayarlarını sanatsal açıdan daha ilgi çekici objelere dönüştürmeye başladılar.

Bilgisayarın hızını ve genel olarak performansını arttırma amacıyla standart bileşenleri kurcalamaya koyuldular. Bilgisayar modifikasyon akımı, yeni milenyumun şafağında video oyunlarıyla büyüyen yeni nesillere ilham vermeye başlamıştı.

Lee_Harrington_Hassan_Alaw_Expert_Mode

“Bana göre modifikasyon sürekli büyüyen bir kültür. Yeni bir spor dalına veya yeni bir reality şova dönüşürse şaşırmam,” diyor Kaliforniyalı bilgisayar modifikasyoncusu ve Pcjunkiemods‘un sahibi Lee Harington.

Lee, “Expert Mode” teknoloji direktörü olarak her turda gerekli bileşenlerin derlenmesine yardım etti. Bu yıl TBS’te başlayan Eleague eSports örneğine baktığımızda, bilgisayar modifikasyonu yarışmalarının televizyon seyircilerinin ilgisini çekeceğini tahmin etmek hiç de zor değil.

Üç modifikasyon ustası Hızlı Kurulum, Soğutma, Hız Aşırtma, Aydınlatma ve Dikkat Dağıtma olmak üzere beş turda yeteneklerini sergilediler. Her turda zamana karşı verdikleri yarış, onlar için adeta bir azim testi oldu.

“Bana göre yarışmanın en zor yanı, zaman kısıtlamasıydı,” diyor Molella. “Normalde çok hızlı çalışsam da hata yapmadığımdan emin olmak isterim, bu nedenle zaman kısıtlaması üzerimdeki baskıyı arttırdı.”

Janks, normalde garajına gidip müziğin sesini açarak rahat bir ortamda sistemin incelikleri üzerine odaklanarak çalışmaya alışkın olduğunu söylüyor.

“Ancak yarışma beni tüm bunlardan vazgeçmeye zorladı,” diyor.

İlk turdaki sistem kurma görevinde dakikalar birbirini kovalarken Janks’in eli kaydı ve elindeki elektrikli matkap kazara anakartına saplandı. Normalde pek kullanmadığı bir alet olsa da, matkabın daha hızlı hareket etmesini sağlayacağını düşünmüştü.

“Bu yüzden tüm yarışmadan kopabilirdim,” diyor Janks. “Güç düğmesine basmadan önce bir an bekledim, çalışıp çalışmayacağını merak ediyordum. Bilgisayar anakarttan duman çıkmadan çalışmaya başlayınca çok rahatladım.”

Travis_Janks_Expert_Mode

İlk turu, ikinci olan Alaw’ı beş dakika kadar geride bırakarak 14 dakika 56 saniyede tamamladı. Ancak anakarta verdiği zarar Janks’i hız aşırtma turunda yakaladı.

“Rekabet her an tetikte olmanızı sağlıyor. Daha çok zamanınız olsa yapmayacağınız birçok fedakarlıkta bulunmak zorunda kalıyorsunuz. Verdiğiniz her ödünde ise duygusal olarak tükeniyorsunuz.”

Molella, hız aşırtma turunda tıpkı bir rallici gibi bir adrenalin patlaması yaşadığını belirtiyor.

“Bilgisayarınızdan en iyi performansı elde etme umuduyla, bilgisayar bileşenlerini en uç kararlılık noktasına itiyorsunuz,” diyor Molella.

“Bazen başarısız oluyorsunuz ve en baştan başlamanız gerekiyor, ancak başarılı olduğunuzda inanılmaz bir heyecan yaşıyorsunuz!”

Marc_Molella_Expert_Mode3

Alaw, yarışmacılar arasındaki en genç “yeni çıkış yapan” modifikasyon uzmanıydı. Alaw, bilgisayar modifikasyonunu kolaylaştıran ve daha uygun maliyetli hale getiren özel parçalar üreten V1 Tech şirketinin CEO’su ve kurucusu.

Alaw, geriye bakıp yarışmayı düşündüğünde, yalnızca manuel araçlar kullanmasına rağmen sistemi kurma hızından memnun olduğunu belirtiyor. Estetik turunda yaratıcılığını kullanmakta zorlanmazken, hız aşırtma turunun onu zorladığını, çünkü bu alanda kendisini paslanmış hissettiğini söylüyor.

“Bir süredir hız aşırtma üzerinde çalışmamıştım, ancak neyse ki yeni işlemcilerin verimliliği ve kararlılığı sayesinde hız aşırtma eskisinden daha kolay yapılıyor,” diyor Alaw.

Sıra Dışı Koşullar Altında Modifikasyon

Dikkat Dağıtma adı verilen son tur tuhaf sürprizlerle doluydu. Janks’e göre en zorlu tur bu oldu.

Elinde fırın eldivenleriyle bileşenleri birbirine düzgün bir şekilde bağlamaya çalışmak oldukça tuhaftı. Bükülmesini sağlamak için boruyu ısıtırken, devasa bir fan yüzüne kasırga rüzgarları üflemeye başladı. Sabun köpükleri uçarak etrafını sardığında ise tam bir kaos oluşmuştu.

“Gözüme sabun kaçtığı için hiçbir şey göremedim,” diyor Janks.

Kabloları kaplamaya çalışırken, ekip bir duman makinesi çalıştırdı.

“İyi göremediğim için cihaza daha da yaklaştım. Tam o anda beni neredeyse kör edecek bir flaş ışığı açtılar.”

Marc_Molella_Travis_Janks_Expert_Mode

Dikkat Dağıtma turu Alaw’ı çok zorladı.

“Baskı ve stres beni çok rahatsız etti, nasıl çalışmam gerektiğini dikkatlice düşünemediğim için bir sürü hata yaptım,” diyor.

Modifikasyon Tutkunları

Molella, teknolojiden anlayan bir akrabasıyla birlikte bilgisayar toplamak için kendi parasıyla bileşenler satın almaya başladığında 13 yaşındaymış.

“1993’te çok az kişinin bilgisayarı vardı, ama ben tam bir teknoloji tutkunuydum,” diyor.

Marc_Molella_Expert_Mode

Bundan on yıl sonra girdiği hız aşırtma ve oyun dünyası, yaratıcılığını ifade edebileceği modifikasyon dünyasına yönelmesini sağlamış.

“Genç nesiller önce oyuna sonra modifikasyona ilgi duyuyor. İşin cazibesine bir kere kapılınca artık geri dönüşü olmuyor!”

Molella, sosyal medyadan önce bilgisayar modifikasyon topluluğunun çalışmalarını ve deneyimlerini çevrimiçi forumlarda paylaştığını anlatıyor. Modifikasyon, günümüzde LAN partileriyle daha yaygın hale geliyor.

Alaw, bilgisayar toplamaya liseden hemen önce başlamış. Aylarca para toplayıp araştırma yaptıktan sonra, aynı maliyetle kurulu olarak satılan masaüstü bilgisayarlardan daha iyi performans sağlayacak bilgisayarlar kurmanın mümkün olduğunu öğrenmiş.

Hassan_Alaw_Expert_Mode

“Topladığım ilk bilgisayar ile Crysis oynayabildim, ancak oyun oynamaktan çok donanım hakkında bilgi edinmenin ve bunları bir araya getirmenin beni daha çok mutlu ettiğini keşfettim,” diyor.

Alaw, donanımların artık çok daha güçlü ve verimli hale gelmesiyle birlikte bilgisayar kurmanın giderek daha da kolaylaştığını düşünüyor.

“Bir bilgisayarı bu kadar güzel bir hale getirmek daha önce hiç bu kadar kolay olmamıştı,” diyor. “Tamamıyla programlanabilir aydınlatma sunan çeşit çeşit bileşenler ve hayal edebileceğiniz her tarzda ve renkte kasaların yanı sıra herkesin ulaşabileceği ipuçları ve talimatlar da mevcut.”

Alaw, modifikasyona olan tutkusunu ilk kez bilgisayar toplayacakların ve kıdemli modifikasyoncuların eşsiz bilgisayarları uygun maliyetlerle tasarlamalarına yardımcı olacak başarılı bir işe dönüştürmüş.

Intel_Core_i7_processor_Expert_Mode

“Benzer gelişmeler kaydeden bu ve diğer birçok şirket, modifikasyonu yepyeni bir düzeye taşıyor. Çünkü artık su ile soğutma, özel kablo kaplamaları ve mükemmel aydınlatmalar bile işin uzmanlarının arasından sıyrılmak için yeterli olmuyor,” diyor Alaw.

Arkadaşları ve ailesiyle oyun oynama isteğinin giderek artması Janks’i modifikasyona yöneltmiş. Kardeşi daha iyi bir bilgisayar aldığında kendi bilgisayarının ne kadar yavaş olduğunu fark etmesiyle birlikte rekabet ruhu harekete geçmiş ve bu onu çılgına çevirmiş.

“Bilgisayarımı soğuttuğum takdirde, hız aşırtma yapabileceğimi ve yeni oyunları daha hızlı oynayabileceğimi öğrendim,” diyor. “Neticede yeni teknolojiler satın almak zorunda kaldım ve bilgisayarımdan en iyi performansı elde etmek çeyrek millik bir yarış için yarış otomobilinde ince ayarlar yapmak gibi bir takıntı haline geldi.

Olağanüstü LN2 Hız Aşırtma Dünya Rekoru Travis Janks4

Janks, hız aşırtma rekorları kırmasını sağlayan inovatif soğutma teknikleriyle ünlü.

10 çekirdekli Intel Core i7 Extreme Edition işlemcinin piyasaya çıktığı gün olan 31 Mayıs’ta Janks uyandığı anda akıllı telefonunu eline almış ve haberleri okuduktan sonra daha yatağından çıkmadan sipariş vermiş.

“Aldığım ürün elimdekinden yalnızca iki çekirdek daha fazla, ama daha fazla hız aşırtıp aşırtmayacağını görmek istiyorum,” diyor. “Fakat ne olursa olsun, beni dünya rekoruna (yaklaşık 7 GHz) yaklaştıracağından şüphem yok.”

Modifikasyon bir hobi ve kültür.

“Geleceğin varisi olacak bizim gibi teknoloji tutkunları için bu kendimizi ifade etmenin bir yolu,” diyor Janks.

The post Rekabet Bilgisayar Modifikasyonunu Uç Noktalara Taşıyor appeared first on iQ Turkey.

En iyi 2’si 1 Arada laptoplar hangileri? Piyasadaki en büyük ve en hafif laptopları araştırdık

$
0
0

2’si 1 Arada laptoplara gösterilen talep çok önemli ölçüde arttı. En iyi modeller hepimizin aşina olduğu katlanır tasarımı kullanırken, hızlı bir şekilde hafif, klavyesiz tabletlere dönüşebiliyorlar. Böylece, pili uzun süre dayanan ve her yere götürebileceğiniz bir bilgisayarda iki cihazın en iyi özelliklerini sunuyorlar.

Eski bilgisayarınızı yenilemeyi düşünüyorsanız size iyi bir haberimiz var. Computex 2016 etkinliğinde şimdiye kadar görmüş olabileceğiniz 2’si 1 Arada laptopları gölgede bırakacak yepyeni cihazlar görücüye çıktı.

Üstelik bunlardan biri çok ünlü bir isme sahip.

Dell Inspiron 17 7000 gibi, her zamankinden daha büyük cihazlar da var. Ancak bu cihaz 6. nesil Intel Core işlemcili masaüstü bilgisayar yerine geçebilecek bir laptop. 360 derece menteşesinden ekranı katladığınızda, mevcut en büyük 2’si 1 Arada laptop olan bu cihazı 17 inçlik görkemli bir Windows 10 tablete dönüştürebiliyorsunuz.

en iyi 2'si 1 Arada laptoplar, Dell Inspiron 17 7000
Dell Inspiron 17 7000 dünyanın ilk 17 inçlik 2’si 1 Arada cihazı.

Dönüşümden bahsetmişken ASUS, Computex 2016 vesilesiyle Transformer Mini, Transformer 3 ve Transformer 3 Pro modellerini görücüye çıkardı. Transformer 3 Pro, Intel Core i7 6500U işlemci, 1 TB SSD ve 16GB 2133MHZ RAM gibi üst düzey teknik özellikleriyle Microsoft Surface Pro 4’e rakip olacak şekilde tasarlanmış. 12,6 inçlik ekran, 2888 x 1920 piksel çözünürlüğüyle inanılmaz net ve canlı görüntüler sunuyor.

Dahası var. Transformer 3 Pro, USB-C konektörünün Thunderbolt 3 desteği (ve 40Gb/sn’ye kadar veri aktarım hızı) sayesinde, ROG XG Station 2 gibi bir harici grafik kartı çözümüyle çalışabilecek. Sisteme Nvidia GTX 1080 GPU eklediğinizde bu ASUS sistemi, 2’si 1 Arada laptop VR kullanımına hazır güçlü bir bilgisayara dönüşüyor.

en iyi 2'si 1 Arada laptoplar, Transformer 3 Pro T303
ASUS Transformer 3 Pro’yu USB-C ile harici grafik kartına bağlamak mümkün.

Pro 3, tablet modunda 795 g ağırlığındayken, küçük Transformer Mini yalnızca 535 g ağırlığında. ASUS bu cihazın “dünyanın en hafif 2’si 1 Arada laptopu” olduğunu söylüyor. Mini, Intel Core işlemci yerine Atom X5 işlemci kullanıyor ve yaklaşık 11 saat pil ömrü sunuyor. Standart olarak 10,1 inçlik 1280 x 800 piksel LED ekran, 4GB’a kadar RAM ve 32, 64 veya 128GB flaş depolama alanı ile satışa sunuluyor. Ancak USB-C desteği yok. Yalnızca eski USB 2.0 bağlantı noktası mevcut.

Acer’ın en yeni 2’si 1 Arada laptopları Acer Switch V 10 ve Switch One 10 modellerinde de dört çekirdekli Intel Atom CPU’lar bulunuyor. Her ikisi de pazarın uygun fiyat odaklı kısmını hedeflerken, fiyatı 250 doların altındaki V 10 modeli parmak izi okuyucu (parolasız Windows Hello oturumları açmak için), 64GB’ye kadar flaş depolama alanı, hızlı veri aktarımı ve hızlı şarj için USB-C bağlantı noktası sunmayı başarıyor.

en iyi 2'si 1 Arada laptoplar, Porsche Design 2'si 1 Arada
Porsche Design 2’si 1 Arada laptop modeli Microsoft tarafından Computex 2016’da duyuruldu.

Microsoft sonunda heyecan verici ve şık bir 2’si 1 Arada laptop geliştirmek üzere Porsche Design ve henüz adı açıklanmayan bir üreticinin işbirliği yaptığını açıkladı.

“Cihaz, Windows Hello, Cortana gibi Windows 10 özelliklerini ve bu yazın ilerleyen zamanlarında Windows Yıl Dönümü Güncellemesi ile gelecek olan İmzalama Özelliklerini destekleyecek,” diyor Microsoft OEM Kurumsal Başkan Vekili Nick Parker. “Cihaz, kalem, 13,3 inç ekran, Intel işlemci ve donanım bileşenleriyle birlikte satışa sunulacak. Bu kış raflarda yerini alacak.”

İşte size en büyüğünden en hafifine, en uygun fiyatlısından en Porsche görünümlüsüne kadar en iyi beş 2’si 1 Arada laptop. Laptop, tablet, üçgen veya ekran modlarında kullanma esnekliğine sahip bu yeni nesil cihazlar, laptopları ortadan kaldırmıyor, onları adeta yeniden icat ediyor.

Ana resim: Pixabay/Creative Commons CC0

The post En iyi 2’si 1 Arada laptoplar hangileri? Piyasadaki en büyük ve en hafif laptopları araştırdık appeared first on iQ Turkey.

E3 2016’nın en iyileri: Bilgisayarınızı yenilemenize değecek oyunlar

$
0
0

Electronic Entertainment Expo (E3), her yıl Los Angeles’ta düzenlenen, en büyük, en cesur ve en çekici video oyunlarının sergilendiği bir fuar. Geçen yıl Fallout 4, Doom ve Halo 5 hepimizi etkilemişti. E3 2016’da sergilenen ve bilgisayarınızı yenilemenize değecek en iyi yeni oyunları burada paylaşacağız.

Battlefield 1
EA basın toplantısının şüphesiz en ses getiren tanıtımı olan en yeni Battlefield, olağanüstü görüntülerle 1. Dünya Savaşı dönemine geri gidiyor. Devasa paralelkenar şeklindeki tanklar, düşmana saldıran çift kanatlı uçaklar, devasa zeplin benzeri hava gemileri, zırhlı trenler, motosikletler, topçu bombardımanları, nefes kesen siper savaşları ve dudak uçuklatan yok edilebilir çevreler oyuncuları bekliyor.

Koşarken, ateş ederken, uçarken, araç sürerken ve hatta bombalarla tahrip olan köylerde ve siperlerin çok kısıtlı olduğu kızgın çöl kumları arasında dörtnala giderken size en kusursuz oyun deneyimini sağlayacak en hızlı bilgisayara sahip olmak isteyeceksiniz. Üstelik oyunun tamamı, aşağıdaki fragmanda göreceğinizden daha da iyi görünüyor.

Mass Effect: Andromeda
Çok az oyun Mass Effect: Andromeda kadar büyük bir heyecanla beklenmiştir. BioWare oyunları, hikaye anlatımının yanı sıra işlemci teknolojisinin de sınırlarını zorluyor. Mass Effect oyununu oynamak, J.J. Abrams’ın Uzay Yolu filmine adım atmaya benziyor. En yeni Mass Effect fragmanı, oyunun mükemmel güzellikteki gezegen manzaralarını ve göz kamaştırıcı sinematiğini gururla gösteriyor.

Öte yandan, henüz ayrıntılar ve oyun deneyimi hakkında pek bilgi verilmiyor. Mass Effect serisinin bu bölümünün Andromeda galaksisinde geçtiğini, vahşi uzaya ait manzaraların bulunacağını, daha çok hareket özgürlüğü sunacağını ve önceki oyunun keşif, biyotik dövüşler, Mako sürme ve romantizm gibi en iyi yanlarını içereceğini biliyoruz. Oyunun 2017’ye kadar çıkması beklenmiyor, o nedenle bu oyunu çalıştırabilecek bir bilgisayara sahip olduğunuzdan emin olmak için bolca zamanınız var.

Fallout 4 VR
Fallout 4, E3 2015’te duyurulmuştu, ancak Bethesda Softworks bu yılki basın toplantısı vesilesiyle oyunun 2017’de HTC Vive VR desteğiyle yeniden piyasaya sunulacağını duyurdu.

İleri düzey bir bilgisayarda oynandığında şu anda bile etkileyici bir deneyim sunan ve kıyamet sonrasını konu alan rol yapma oyunu (RPG), aydınlatma, su ve dokuları HD’den 4K’ya yükselten ek grafik modlarıyla daha da gerçekçi olacak. Ama bir de bir efsanevi Deathclaw karakteriyle VR gözlüklerini takarak savaştığınızı hayal edin. Ya da bir Mirelurk Queen ile? Bu, VR kullanımına hazır sırt çantası bilgisayarları için ideal oyun olabilir…

Visceral’dan Star Wars oyunu
Bu oyun hakkında daha fazla bilgimiz olsun isterdik. Ancak bunun yerine elimizde savaştan harap olmuş bir çöl, bir su buharlaştırıcı, paramparça bir kemer altında asılı imparatorluk bayrakları, gökyüzünde asılı bir Star Destroyer var. Önümüzdeki yıl çıkması planlanan Star Wars: Battlefront devam oyunu varken, bu gizemli (ve ürkütücü) oyunun 2018’e kadar çıkması beklenmiyor.

visceral-star-wars-game-uk

Gears of War 4
Gears of War 4 oyununu ilk kez geçen yılki fuarda görmüştük, ancak Microsoft bu yıl E3 2016’da tek oyunculu ve kasvetli oyunun bir parçasını gösterdi. Koşma/ateş etme/pusuda bekleme ile geçen oyun deneyimi tanıdık geliyor. Ancak tüm yeni silahları, hamleleri ve banal ama etkili tek cümlelik hikayeleriyle daha usta işi ve daha yoğun görünüyor.

Bu yeni Gears, HDR’ı destekleyecek, ancak oyunun dijital sürümleri oyunu bir defa satın alıp hem konsoldan hem de Windows 10 sürümlerinden erişmenizi sağlayan yeni Xbox Play anywhere girişimini destekleyecek.

Quake Champions
Quake’in piyasaya çıkışından 20 yıl sonra, id Software sürpriz bir devam oyunu olan Quake Champions’ın fragmanını E3 2016’da gösterdi. Belki o kadar da büyük bir sürpriz değildi. Doom’un kısa süre önce 21. yüzyıla yeniden uyarlandığını düşünürsek, yenilenmiş, yüksek performanslı, kilitsiz çerçeve hızlı ve yalnızca çok oyunculu seçeneğe sahip Quake oyununun günümüz hızlı oyun sistemleri ve büyüyen e-Spor sektörü için ideal bir oyun olduğunu görebiliriz.

Sea of Thieves
Ghost Recon: Wildlands’den Star Trek: Bridge Crew’a (aşağıda) kadar işbirliğine dayalı birçok oyun E3 2016’yı gizli etkisi altına aldı. Rare’in Sea of Thieves oyunu da korsanlar, büyük savaş gemileri ve gömülü hazinelerle dolu bir dünyada capcanlı ve çok oyunculu oyunda biraz farklı bir deneyim sunuyor. Evet, tek başınıza oynayabiliyorsunuz. Ancak mürettebat halinde çalışan korsan oyunculara karşı uzun süre dayanmanız mümkün görünmüyor.

Star Trek: Bridge Crew
VR kullanımına hazır bir sisteme geçerseniz Ubisoft’un Star Trek: Bridge Crew oyununda Star Trek gemisinin güvertesine adım atabilirsiniz. Oculus Rift ve HTC Vive için çok oyunculu bir sanal gerçeklik deneyimi olarak tasarlanan oyunda, oyuncular USS Aegis’in komuta merkezinde rol alacak (kaptan, taktik subayı, mühendis, vb.) ve nihai sınırı keşfetmek için birlikte çalışmaları gerekecek.

Forza Horizon 3
Geçen yılki fuarda olduğu gibi, E3 2016 da açık dünya oyununa odaklandı. Forza Horizon 3, yepyeni arabalar (Lamborghini Centenario, Ariel Nomad, B.J. Baldwin’s Trophy Truck), yepyeni yerler (Outback ve Victoria’nın ünlü Twelve Apostles kayalıkları) ve piyasadaki en hızlı üç boyutlu yarışlarından bazılarıyla Avustralya’ya gidiyor. Play Anywhere desteğini, HDR görselleri ve dört oyunculu işbirliği oyununu yalnızca güçlü bir bilgisayar kaldırabilir.

E3 2016’nın sundukları burada bitmiyor. Call of Duty: Infinite Warfare,
Watch Dogs 2 ve Final Fantasy XV gibi oyunları da göz önünde bulundurursak, daha hızlı bir işlemciye ve yeni nesil grafik kartına yükseltmek için birçok neden var.

Intel’den oyunlar hakkında daha fazla kaynağı buradan bulabilirsiniz

The post E3 2016’nın en iyileri: Bilgisayarınızı yenilemenize değecek oyunlar appeared first on iQ Turkey.


Minecraft Modifikasyonları Yaratıcılığın Kapılarını Açıyor

$
0
0

Yeni araçlar ve Minecraft modifikasyonları, oyunlardaki maker akımının gerçek ve sanal dünya arasındaki çizgiyi belirsiz hale getirmesine olanak tanıyor.

20 milyonu aşkın insan, hayal gücünü kullanarak Minecraft’ta sonsuz sanal dünyalar yaratıyor. Ancak birçok oyundan farklı olarak, Minecraft’ın genişleme sınırlarını zorlayanlar geliştiricilerden ziyade oyuncular oluyor.

Tac Mahal‘den Danimarka‘ya her şeyin sanal versiyonlarını, gerçek hayatta var olan ancak Minecraft dünyasında da paylaşılabilen ve modifiye edilebilen nesnelerin replikalarını inşa ediyorlar.

Minecraft_DecoCraft_Razz_8_no-credit-e1465597744982-uk

“Minecraft topluluğu, dünyanın her yerinden kod yazarlarını, sanatçıları, müzisyenleri ve içerik oluşturucuları bir araya getiriyor,” diyor dekoratif blok modelleriyle tanınan modifikasyon ustası Razz.

Razz’in belirttiğine göre, birçok oyuncu Minecraft modifikasyonlarını oyunun asıl amacının ötesinde yeniden şekillendirmek üzere kullanıyor. Bu Minecraft oyuncuları oyunu oynamakla kalmıyor, sanal ve zenginleştirilmiş gerçeklik eğlencesinin geleceğini de şekillendiriyor.

Minecraft_DecoCraft_Razz_3_no-credit-e1465597780971-uk

Minecraft Sanal Gerçeklikle Buluşuyor

Minecraft modifikasyon topluluğu, yıllar önce sanal gerçeklik (VR) misyoneri, orijinal Doom oyununun ünlü geliştiricisi ve Oculus’un Teknolojiden Sorumlu Başkanı olan John Carmack’in ilgisini çekmeyi başarmıştı. Bu yılın başlarında gerçekleşen Oculus geliştirici konferansında Minecraft’ı “VR için yapılabilecek en önemli uygulama” olarak tanımlayan Carmack,

Minecraft’ın “çoklu sanal evren” veya insanları bir araya gelmeye ve fiziksel olarak yan yana olmaya davet eden 3 boyutlu bir sanal ortam yaratma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Sonsuz dünyaları ve sunucularla kullanıcı tarafından oluşturulan içerikler arasındaki bağlantıları nedeniyle, Minecraft’ın yaratılan sanal ürünlerle fiziksel mekan arasında köprü kurduğunu düşünüyor.

Microsoft, zenginleştirilmiş gerçeklik başlığı Hololens ile Minecraft’a hayat vermek üzere çalışıyor. Şirket, kısa süre önce düzenlenen E3 etkinliğinde hem Minecraft oyuncuları hem de teknoloji habercileri arasında yeni olanaklarıyla çok konuşulan bir tanıtım yaptı.

Henüz prototip aşamasında olsa da Microsoft’un kurumsal başkan yardımcısı Kudo Tsunoda, The Guardian‘a Hololens’in dijital dünya modifikasyoncuları ve yaratıcıları için inanılmaz bir araç olduğunu söyledi.

“Birçoğumuz üç boyutlu içerik oluşturmanın doğasını bilmiyoruz ve bunu 2 boyutlu ekranlarda yapmak çok karmaşık olabiliyor,” diyor.

Zenginleştirilmiş gerçeklik, kullanıcılar tarafından daha sezgisel içerikler oluşturulmasına olanak tanıyabilir.

“Oynadıkları oyunlara katkıda bulunan ve bunları kişiselleştiren daha çok topluluk göreceğimizi ve bunun harika olacağını düşünüyorum,” diyor.

Karışık Medya Modifikasyonu

Karışık gerçeklik yaklaşımı Minecraft oyuncularına o kadar uyuyor ki, littleBits olarak bilinen gerçek yaşam elektronik yapı taşları artık oyunda donanım modifikasyonu ile yazılım modifikasyonunu bir araya getirmek için kullanılıyor.

Modifikasyoncular, bitCraft ile bir gerçeklikten diğerine kusursuz geçiş yapabilen nesneler icat etmek için littleBits’in donanımını, Minecraft’ın elektrik akımı gibi hareket eden yapı taşı “redstone” ile birlikte kullanabilirler.

“Böylece yarattıkları şeylere gerçek dünyada varlık kazandırabilirler,” diyor bitCraft’ın geliştiricisi Stan Okrasinski.

“Gerçek dünyayla bağlantı söz konusu olduğunda Minecraft’ı farklı bir şekilde ele alıyorsunuz. En temel düzeyde, insana sihir gibi geliyor.”

Minecraft_DecoCraft_Razz_9_no-credit-e1465597853975-uk

bitCraft modifikasyoncusu ve eğitimci Liza Stark, bu karışık gerçekliğin Minecraft için bir öğretim aracı olarak ufkumuzu nasıl genişletebileceğini açıklıyor.

“Bu, yeni problem çözme ve eleştirel düşünme becerileri gerektiren tamamıyla yeni bir oyun deneyimi,” diyor.

“Gerçek yaşamda ve dijital ortamda geliştirme yaptığınız için bunların etkileşimleri arasında denge kurmanız gerekiyor.”

Minecraft-Gear-VR-edition_3_no-credit-e1465597891811-uk

Modifikasyoncular şu ana kadar bitCraft’ı kullanarak, alarm tetikleyen gizli davetsiz misafir uyarılarını, Shakespeare’in Romeo ve Juliet oyununun canlandırıldığı bir performansta doğru atmosferi oluşturmak için ışık düzeyi ayarlanabilir ampul anahtarını ve koca bir akıllı Minecraft evini yaratmayı başardılar.

Yeni teknolojilerden biri olan VoidAlpha‘nın Block Maker’ı 3 boyutlu gerçek nesneleri taramak ve Minecraft’ın sanal dünyasına aktarmak için Intel’in RealSense kamerasını kullanıyor.

Nesneyi kameranın önünde elinizle veya bir döner platformda döndürerek nesnenin dijital bir versiyonunu oluşturabilir ve Minecraft’ın voksel dünyasına hazır hale getirebilirsiniz.

Minecraft_DecoCraft_Razz_2_no-credit-e1465597964925-uk

VoidAlpha’nın genel müdürü Mark Day, Block Maker’ı fiziksel figürlerin ve nesnelerin oyuncuyu oyun dünyasına “ışınlamak” için kullanılabileceği ‘hayat bulan oyuncaklar’ trendinin yeni bir versiyonu olarak görüyor.

“Gerçek dünyada çok yakından tanıdığınız bir şey, bir anda sanal dünyanızın bir parçası haline gelebiliyor,” diyor Day.

“Bu, hayat bulan oyuncaklar trendinin tam tersi. Yaşamdan oyuncağa geçiş de denilebilir.”

Activision’ın Skylanders, Disney Infinity ve Nintendo’nun Amiibos gibi hayat bulan oyuncak oyunlarından farklı olarak, Block Maker çocukların en sevdikleri oyuncak ayılarını, hatta hamsterlarını sanal dünyaya taşımalarına olanak tanıyor.

Minecraft_DecoCraft_Razz_1_no-credit-e1465598003652-uk

“İnsanlar inanılmaz dünyalar yaratmak için saatlerini harcıyor, ancak yalnızca ellerinde bulunan şeyleri yaratabiliyorlar,” diyor Intel’den RealSense Pazarlamacısı Eric Mansion.

“Gerçek dünyadan nesneleri, büyüleyici Minecraft ürünlerine taşıma fikrinin çok çekici gelmesi anlaşılabilir bir durum.”

Henüz piyasaya çıkmamış olsa da, birçok modifikasyoncu Block Maker’ın Minecraft’ta nesne oluşturma süresini önemli ölçüde kısaltmasını umuyor. Razz, bu özellikler sayesinde model tasarımcılarının ve modifikasyoncuların işlerini birkaç saat kısaltabileceğini belirtiyor.

Minecraft_DecoCraft_Razz_7_no-credit-e1465598037870-uk

Minecraft Hololens’in üç boyutlu alan yaratmayı kolaylaştırması gibi, Block Maker da her düzeyde modifikasyon becerisine sahip potansiyel Minecraft oluşturucuları için engelleri kolaylaştırmak üzere tasarlanmış.

“Dokuz yaşındaki bir çocuğun bile kullanabileceği bir şey olmasını istedim,” diyor Day. “Bu, onların Minecraft maceralarına kişisel nesneler eklemelerinin bir yolunu sunuyor.”

bitCraft modifikasyoncusu Brendon Trombley gibiler ise, Block Maker’ın kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerde gerçeklik ve sanallık arasındaki çizgiyi daha da belirsiz hale getireceğine inanıyor.

“Block Maker kullanarak bir nesneyi Minecraft’a taradığınızı, bunu bir 3D baskı makinesine bağladığınızı ve ardından o nesneyi gerçek yaşamda ve bu kez Mindcraft etkisiyle bastığınızı hayal edin!” diyor.

Yine de oyuncuları görünürde gerçekçi bir sanal dünyaya sokmak ve ayaklarının yere basmasını sağlamak konusunda Minecraft’ın biraz yardıma ihtiyacı var.

“İstediğiniz oyuncuya sorun, oyunda yaşadıkları deneyimlerinin oyunu bilmeyen kişiler tarafından anlaşılamayacak kadar gerçekçi olduğunu söyleyeceklerdir,” diyor Trombley.

Tüm Minecraft görüntüleri modifikasyoncu Razz’in çalışmalarıdır.

Intel’den oyunlar hakkında daha fazla kaynağı buradan bulabilirsiniz

The post Minecraft Modifikasyonları Yaratıcılığın Kapılarını Açıyor appeared first on iQ Turkey.

Hız Aşırtma Topluluğu Nostalji Yapıyor

$
0
0
Yeni veya klasik araba modellerini daha iyi görünecek ve daha iyi performans sunacak şekilde modifiye eden otomobil tutkunları gibi, tutkulu bilgisayar modifikasyoncularından oluşan ve giderek büyüyen hız aşırtma topluluğu da eski ve yeni bilgisayar teknolojilerinin sınırlarını zorluyor.

Hız aşırtma, bilgisayar modifikasyonu dünyasında performans artışı elde etmek üzere bilgisayar parçalarında özel ince ayarlar yapma sanatı olarak biliniyor. Çipleri ve spesifikasyonları kurcalamaya yönelik bu dizginlenemeyen tutku, nesilden nesile yayılırken bu karanlık sanatı gizlendiği yerden çıkarıyor.

“Hız aşırtma bir spora dönüştü,” diyor Intel mühendisi Dan Ragland. “Son 5 yılda çok popüler oldu.”

Nerdy Ninjas İşleme Sistemi Travis Janks
Travis Janks’ten Nerdy Ninjas İşleme Sistemi

Bilgisayar donanımlarının yığın performansında özel ince ayarlar yapanların sayısı giderek artarken, hız aşırtma bir fenomen haline geldi. Geleneksel olarak bu işlem, yığın saat hızlarını ve bileşenlere giden voltajı ayarlamak üzere bilgisayarın temel giriş/çıkış sistemine (BIOS) girilerek yapılıyor. İşlemci hızı, grafik kartı ve bellek gibi birçok ayar üzerinde oynanabiliyor.

Hız aşırtma işlemi uygulanan bir bilgisayar, karşılaştırma testi rekorları kırarak daha iyi oyun performansı veya büyük övgüler kazanma şansı sağlıyor.

overclocking community_Old School_MACSBEACH98_3_no credit
Çalışma ve fotoğraf Avustralyalı modifikasyoncu Macsbeach98’e aittir.

Son yıllarda, Intel Extreme Tuning Utility gibi yeni araçlar, hız aşırtmayı daha hızlı ve kolay hale getirdi.

Bu alanda birçok forum, Facebook sayfası, modifikasyon yarışmaları ve kısa süre önce başlayan Expert Mode: Rig Wars serisi gibi video serileri mevcut.

Birçok kişi ilk 10 çekirdekli Intel Extreme Edition işlemcilerde ince ayarlarla hız rekorları kırmak üzere harekete geçerken, yelpazenin diğer ucundaki hız aşırtmacılar daha eski kadim teknolojilere odaklanıyor. Modifikasyoncuların nostaljik bir bakış açısıyla donanım becerilerini sergiledikleri Old School is Best School adıyla bilinen ve her ay düzenlenen bir yarışma dahi düzenleniyor.

Hız aşırtma yarışmalarında, anakartı yakmadan çeşitli bilgisayar bileşenlerini en yüksek hıza ulaştıran takım galip oluyor. Ancak hız aşırtmacıların eski işlemciler ve piyasadan kalmış grafik kartları gibi retro ekipmanları kullanmasıyla oyunun gidişatı değişebiliyor.

Overclocking community_Old School_LANBONDEN_1_no credit
Çalışma ve fotoğraf İsveçli modifikasyoncu Lanbonden’a aittir.

“Bu benim için nostalji dolu bir çalışma oldu,” diyor TechSweden takımından 27 yaşındaki hız aşırtmacı Pontus Arvidsson.

“O zamanlar çok gençtim ve istediğim her şeyi satın alacak param yoktu. [The appeal] Beni cezbeden şey, eskiden hayalini kurduğum parçalara şimdi ulaşabiliyor olmak.”

Old School, modifikasyoncuları geçmişte kalan teknolojileri bir zamanlar teknoloji tutkunlarının hayal bile edemediği inanılmaz hızlarla yeniden canlandırmaya teşvik ediyor.

Örneğin, yarışmanın ikinci turunda takımların 16 yıl önce çıkan ilk nesil Pentium 4 işlemcileri kullanmaları gerekiyordu. Yunan hız aşırtmacı Stelaras, herkesi şaşırtarak 1,5 GHz’lik işlemciyi orijinal hızından yüzde 48 daha yüksek olan 2,220 MHz hıza ulaştırdı ve bu turun galibi oldu.

Old School_MAX1024_1_no credit
Çalışma ve fotoğraf Beyaz Rusyalı modifikasyoncu Max1024’e aittir.

Old School etkinliklerinde asıl heyecan, imkansız gibi görünen bir şeyi gerçekleştirmekten geçiyor.

Tabii ki modası geçmiş teknolojilere olan bu düşkünlüğün bir bedeli var. İnanılmaz şekilde hız aşırtma uygulansa da, eski bileşenlerin günümüzün yığın çiplerinin yeteneklerine yetişmesini hayal etmek bile zor.

Intel’den Mark Chang’e göre, yeni işlemcilerin canlı veri akışı yaparken aynı zamanda güzel grafiklerle oyun oynamak için yeterli güce sahip olması gerekiyor.

“Şimdiki nesil CPU’lar öylesine yüksek güç ve performans sunuyor ki birçok insan CPU’larında hız aşırtmayı gerekli görmüyor,” diyor Chang. “Bununla birlikte, tam olarak istediğiniz performansı elde etmek üzere sistemin özelleştirilebilmesi, kişisel bilgisayarın en iyi ve en benzersiz özelliklerinden biri.”

Chang, on yıl önce neredeyse tüm işlemcilerin hız aşırtmaya uygun olduğunu, ancak artık yalnızca belirli performans işlemcilerinin “kilitsiz” ve hız aşırtmaya hazır olarak sunulduğunu belirtiyor.

Old School_MACSBEACH98_1_no credit
Çalışma ve fotoğraf Macsbeach98’e aittir.

NexGen Computing şirketinin sahibi ve “Expert Mode” etkinliğinde yarışan modifikasyoncu Travis Janks, üreticilerin kilitsiz işlemciler satmaya başlamasından bu yana meydana gelen en büyük değişimlerden birinin, baştan sona hız aşırtmacılara yönelik olarak yapılan ürünlerdeki artış olduğunu söylüyor.

Janks, yazılım destekli hız aşırtma sisteminin henüz ortaya çıkmadığı 2002 yılından itibaren piyasaya sürülen her işlemcinin yer aldığı bir kitaplığa sahip.

“Yeni teknolojiler sayesinde, kutudan çıkan ürünün performansını yüzde 200 ila 300 oranında arttırmanız mümkün. Bana bunu yapabilecek başka bir ürün gösterebilir misiniz?”

Extreme LN2 Hız Aşırtma Dünya Rekoru Travis Janks2
Travis Janks, Extreme LN2’de hız aşırtma dünya rekoru kırdı.

Old School topluluğunun üyelerine göre, retro donanımlar üzerinde hız aşırtma uygulamak meşakkatli bir işlem olsa da, yeni teknolojilerde ince ayarlar yapmaktan çok daha eğlenceli.

Bu sanat, yarışmacının azmini test etmenin harika bir yolu olabildiği gibi, eski çipler de topluluğun gözünde rekabetin düzeyini arttırıyor.

Old School üyeleri eski teknolojileri yenilere tercih ediyor. Çünkü hız aşırtma sırasında çipi tamamen imha etmek oldukça kolay ve yarışma heyecanı sırasında 300 dolarlık bir ekipmanı yok etmek gerçekten acı verici olabiliyor.

“Katılması çok maliyetli olmadığından yarışmalar oldukça popüler,” diyor HWBOT hız aşırtma topluluğu direktörü Pieter-Jan Plaisier. “Donanımı bozsanız bile yerine yenisi almak çok büyük bir sorun olmuyor.”

Plaisier, eski donanımların düşük maliyetli olmanın yanı sıra yarışmacıların üstesinden gelmeleri gereken birçok teknik ve elektronik zorlukla dolu olduğunu belirtiyor.

“Eski bileşenlerde hız aşırtma çok fazla araştırma gerektiriyor,” diyor.

Old School_MAX1024_2_no credit
Çalışma ve fotoğraf Max1024’e aittir.

Birçok hız aşırtmacı, üstünlük mücadelesi söz konusu olduğunda eski teknolojinin hoş olmayan niteliklerini iyi bir şey olarak görüyor.

“Eski teknolojilerle çalışırken lehim aletini çalıştırmayı bilmeniz gerekiyor. Beş yıl önce iyi bir hız aşırtmacı olmak için bu özelliğe sahip olmak şarttı,” diyor Arvidsson hız aşırtmacıların devre üzerindeki metal parçalarını eriten bir el aletine ihtiyaç duyduklarına atıfta bulunarak.

“Günümüzde, modern çipleri lehimlemeyi düşünmenize bile gerek yok.”

Ona göre, yeni donanımlar artık hız aşırtma yarışmaları için fazla iyi hale geliyor.

“Günümüzde anakartlar gerçekten çok ileri düzeydeler, çoğu şey kendiliğinden işliyor. Ancak eskiden donanımınızdan en iyi performansı elde etmek için modifikasyona ihtiyacınız vardı.”

CPU’larını sıvı nitrojenle -100 dereceden daha fazla soğutmak gibi harika işler başaran en ekstrem hız aşırtmacılar gibi, kusurlu olanı kusursuzlaştırmak eski akım teknoloji modifikasyoncuları için de bir tutku.

“En iyi anakartı satın alsanız bile, mükemmel olmadığını biliyorsunuz,” diyor. “Potansiyelini tam olarak gerçekleştirmek için yapmanız gereken birçok modifikasyon olduğunu biliyorsunuz.”

Sonuç olarak, henüz ortaya çıkarılmamış olan bu potansiyel, eski ve yeni teknolojiler üzerinde çalışan inovatif hız aşırtmacıların her zaman daha fazlasını istemelerini sağlıyor.

Ken Kaplan bu hikayeye katkıda bulunmuştur.

Editörün notu: Intel Core i7 Extreme Edition işlemci, Turbo Boost Max 3.0 teknolojisi ve hız aşırtma gibi oyun teknolojileri hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu bağlantıları tıklayın.

Expert Mode: Rig Wars serisinin ikinci sezonu takip edin.

Intel’den oyunlar hakkında daha fazla kaynağı buradan bulabilirsiniz

The post Hız Aşırtma Topluluğu Nostalji Yapıyor appeared first on iQ Turkey.

E-Sporları Kız Gibi Oynamak Gerek

$
0
0

Kadınlar, e-Sporların geleceğini şekillendirmek için teknolojiden, kişilikten ve becerilerden faydalanıyor.

E-Sporlarda yalnızca kadınların katıldığı turnuvalar tartışmalara yol açmış olsa da bu alandaki liderler bu tür turnuvaların kadınların yarışması için daha samimi ve güçlendirici bir ortam yaratmadaki olumlu etkilerini görmeye devam ediyor.
Profesyonel kadın sporcular, erkek egemen rekabetçi oyun dünyasında, asıl önemli olan konuya yani oyunlara odaklandıkları çevrimiçi ve çevrimdışı topluluklar kurmaya başladılar.

Mattye-0 (2)

“Video oyunlarında, ‘kız gibi oynamak’ diye bir söz var,” diye açıklıyor  tamamı kadınlardan oluşan LGB takımından  Matilde “Mattye” Wiik geçen Intel UK’e verdiği röportajda.

“E-Sporlarda kadınlar ve erkekler arasında herhangi bir fark olduğunu düşünmüyoruz, bu nedenle bu söze olumlu bir anlam yüklemek istiyoruz,” diyor.

Erkeklerin hala kadınlardan biraz daha fazla yer aldıkları bu alanda Matilde’nin takımı, kadınları e-Sporlarda yarışmaya teşvik etmeyi amaçlayan daha büyük bir hareketin parçası

E-Sporlarda çeşitliliği savunan   grubundan Morgan Romine’ye göre profesyonel oyuncuların yalnızca %5’inin kadın olması, yayınlanan karma yarışmalarda başarılı olmalarını zorlaştırıyor. Yalnızca kızlardan oluşan ancak artık dağılmış olan oyun takımı Frag Dolls’un ilk üyelerinden olan Romine,  görünürlük ve kapsayıcılık konusundaki eksikliğin kadınların önünde engel oluşturduğunu belirtiyor.

“Sizin gibi insanların bu alanlarda yarıştığını ve başarılı olduğunu görmezseniz, aynısını yapmayı amaçlamanız gerçekten çok zor,” diye konuştu Romine kısa süre önce San Francisco’da düzenlenen bir  GDC panelinde.

“Kadınların en üst kademede yarıştığını görmek istiyorsak, bir dip dalgası yaratmamız gerekiyor.”

women_esports_2016

Intel’den Geliştirici İlişkileri Direktörü Lee Machen’a göre, kadınların yarışmalarının hoş karşılandığını hissetmeleri sağlamak üzere düzenlenen ve yalnızca kadınların yer aldığı turnuvalar ve girişimler bu durumu tersine çevirmeye yardımcı oluyor.

“Birisi ilgilendiği bir etkinliğe katılır, kendisine benzer birini göremez ve orada bulunanlar tarafından hoş karşılandığını hissetmezse, çoğunlukla yapacak başka bir şey bulacaktır,” diyor Machen.

Yalnızca kadınların katıldığı turnuvalar, profesyonellere gerekli olan görünürlüğü sağlarken yarışmaya olan bağlılıklarını göstererek destekleyici ortamlar yaratıyor.

Yarışmak konusunda ne zaman ciddi düşünmeye başladıkları sorulduğunda, birçok profesyonel kadın oyuncu e-Sporlardaki diğer kızlarla oynadıkları anlardan bahsediyor. Yalnızca kadınlardan oluşan ilk takımına 2013’te katılan Wiik, diğer kadın oyuncularla iletişim kurmanın onların da nasıl yarışabileceğini ve başarabileceğini görmesine yardımcı olduğunu belirtiyor.

“Oynamaya, kendimi geliştirmeye ve daha çok turnuvaya katılmaya devam etmem için ilham kaynağım oldular,” diyor Wiik

Kadınlardan oluşan topluluklar, kadınların kötü eğilimli  erkek yarışmacılardan ve çevrimiçi tacizcilerden bir süre uzak durmalarını sağlıyor. Diğer taraftan, karma bir maçta tek kadın yarışmacı olmak yarışmacı üzerinde daha fazla baskı yaratabiliyor.

06032016_KIRILL-BASHKIROV_IEMCSGOfem_4565

“Yalnızca mükemmel oynamak zorunda kalmıyorum, aynı zamanda nasıl göründüğüme de dikkat etmem gerekiyor,” diyor  E-Spor kişiliği  ve Frag Dolls takımının eski üyesi olan Rachel “Seltzer” Quirico. “Arkadaş canlısı olmalıyım ama çok fazla da olmamalıyım. Tüm bu küçük etmenler bir araya geliyor ve oyuncu olarak en iyi potansiyelimi sergilememi engelliyor. Asıl önemli olan da bu.”

Wiik, herkesin önünde yarışmaya başladığında, çok yorucu bir utangaçlık ve oyununu etkileyen bir özgüven eksikliği yaşadığını belirtiyor. Daha sonra, Twitch’te kendisini destekleyen taraftarlar edinmesine yardımcı olan Counter-Strike: Global Offensive (CS:GO) oyununu keşfetti. Bu aynı zamanda performans kaygısını en aza indirmesine yardımcı oldu.

Azmini ve becerilerini gözler önüne seren ve diğer kızlarla oynamasını sağlayan Twitch yayınları, Wiik’in profesyonel bir oyuncu olarak kaderinin iplerini eline almasını mümkün kıldı.  Olumsuz stereotiplerden kurtulmasına ve hayranlarıyla doğrudan ilişkilerini geliştirmesine olanak tanıdı.

“Çevrimiçi veri akışıyla yayın yapmak, e-Sporları gerçekten ciddiye alan, oyuna zaman ayıran ve çaba gösteren kadınların  varlığını ortaya koyuyor. Bu da kadın topluluğunun daha çok destek almasına yardımcı oluyor,” diyor.

Yarışmalar için yeterli güce sahip bir bilgisayar edinmenin maliyeti herkesi zorluyor, ancak bu tür maliyetleri karşılayan sponsorlar bulan iyi yarışmacıların sayısı giderek artıyor. Ancak Machen sosyal ve kültürel stereotiplerin, kadınların küçük yaştan itibaren oyun tutkusunu geliştirmelerini engelleyebileceğini belirtiyor.

“Tıpkı GI Joe ve Barbie seçimlerinde veya çocukların yaşamlarının diğer birçok bölümünde olduğu gibi oğullarının bir bilgisayara ihtiyacı olduğunu ancak kızlarının öyle bir ihtiyacı olmadığını düşünen ebeveynler var,” diyor Machen.

Wiik, 2015’te LGB’ye katılmadan önce 2011 i7 2600k, 16GB RAM ve Nvidia GTX 680 grafik kartı bulunan eski bir masaüstü bilgisayar ile çalışıyordu. Ancak bilgisayarı, CS:GO gibi performans isteyen bir oyunu çalıştırıp aynı anda oyununu kaydedemiyordu ve bu artık e-Spor yarışmacıları için çok önemli bir özellik haline gelmişti.

Intel’den Mark Chang, günümüzde Intel Core i7 işlemcilerin veri akışını desteklediklerini, ancak yalnızca birkaç yıllık dahi olsalar eski CPU’ların günümüz oyuncuları için kısıtlayıcı olabileceğini belirtiyor.

“Twitch’te canlı veri akışı ve CS:GO gibi iki ya da daha çok büyük görevi üst üste çalıştırdığınızda CPU’nuz ciddi anlamda zorlanabilir,” diye açıklıyor Chang.

Team_LGB

Wiik, sisteminin bozulacağından endişelendiği günleri ve bunun performansını nasıl etkilediğini anımsıyor.

“Resmi turnuvalarda oynarken her zaman korkardım,” diyor.

Wiik ve takım arkadaşları LGB’ye katıldıktan sonra yeni bir MSI GT80 oyun dizüstü bilgisayarı aldıklarında  DreamHack Summer 2016 yarışlarına hazır hissediyorlardı. Artık kadınların neler yapabileceklerini göstererek başka oyunculara ilham vermeye hazırlardı.

 

Intel’den oyunlar hakkında daha fazla kaynağı buradan bulabilirsiniz

The post E-Sporları Kız Gibi Oynamak Gerek appeared first on iQ Turkey.

Bilim Kurgu Gerçekle Buluşuyor: HAL Dış İskeleti Hastalara Umut Veriyor

$
0
0

Dünyanın ilk sayborg türü robotu Robot Giysi HAL (Hibrit Yardımcı Uzuv), hareket kabiliyeti sınırlı insanların bedenlerine ve akıllarına olan inançlarını geliştirmelerine yardımcı oluyor.

Kunihiko Miyahara’nın en büyük eğlencesi sörftü. Eşi Kaori, elini çiftin geçmişiyle dolu albümün üzerinde gezdirirken kocasının dalgaları yakaladığı fotoğrafları gösteriyor.

Miyahara çifti, sahnede iki sevgiliyi canlandırdıkları oyunculuk zamanlarında tanışmış. Kunihiko, ilk aşık olanın kendisi olduğunu itiraf etse de 20 yıldır mutlu bir evlilik sürdürüyorlar. Birlikte hem iyi hem de kötü zamanlar geçirmiş, her türlü güçlüğün üstesinden gelmişler.

INCOH30996_RoboCare_Miyahara_Interview_3423-e1466527562799-uk

Yaşadıkları en kötü deneyim, Tokyo’da bisikletini süren Kunihiko’ya bir motosikletin çarpması olmuş. Kunihiko’nun omurgasına aldığı darbe, sörf hayallerini de yerle bir etmiş.

“Doktor bir daha asla yürüyemeyeceğimi söyledi,” diyor Kunihiko.

Ancak robotik alanındaki yeni teknolojik gelişmeler, insanların bazı fiziksel kısıtlamaların üstesinden gelmelerini sağlıyor.

Robot Giysi HAL

“Dokuz yaşındayken, I, Robot kitabını okumuştum,” diyor profesör, robot uzmanı ve robot üreticisi CYBERDYNE‘nın kurucusu Dr. Yoshiyuki Sankai. Isaac Asimov’un Robot Biliminin Üç Kuralı‘nı açıklayan bilim kurgu çalışmaları, çocukluğunda Sankai’ye ilham vermiş ve insanları korumayı öngören ilk kural da Hibrit Yardımcı Uzuv (HAL) dış iskeletini geliştirme çalışmalarında ona bilgi sağlamış.

INCOH30996_RoboCare_Miyahara_2907-e1466527660653-uk

İnsan, robot ve bilgi sistemlerinin birleşiminden oluşan HAL adındaki sayborg türü bu robot giysi, biraz Stormtrooper bacaklarına benziyor ve giyen kişinin sinir sisteminden gelen sinyalleri tespit ediyor. Giysiyi giyen kişinin, beynini yeniden bedeniyle iletişime geçmek üzere eğitmesi gerekiyor.

Sankai, HAL’in hasar gören fiziksel işlevleri iyileştirebileceğini belirtiyor.

HAL birkaç adımı izliyor: Beyin hareket ettirmek istediği kaslara sinir sinyalleri iletiyor; deri bu sinirsel tepkileri biyoelektrik sinyaller olarak yayıyor; sinyaller HAL tarafından alınıyor ve HAL gerekli hareketi ve güç düzeyini uygun şekilde işleme alıyor. Beyin, gerçek zamanlı hareketle birlikte kaslardan ve eklemlerden duyu sinirlerinin sinyallerini alabiliyor ve bu giysiyi giyen kişinin bozulmuş olan işlevlerini iyileştirmesine olanak tanıyor.

“Robot giysiyle yaptığım terapiden sonra artık ayakta durabiliyorum. Yürüyebiliyorum. Kollarımı kullanabiliyorum,” diyor Kunihiko. “Bedenim değişiyor.” Kaori, kocasının bir yıl önce hiçbir şey yapamadığını söylüyor. Bugün ise bambaşka biri olmuş.

INCOH30996_DrSankai_0892-e1466527713537-uk

Dr. Sankai, bunun robot giysiyi özel kılan yanlarından biri olduğunu belirtiyor.

“HAL’ı kullanan insanların düşünce biçimi ve duyguları değişiyor,” diyor. “İnsanların umudunu kaybetmemesini sağlıyor.”

Teknoloji

Intel Teknoloji Direktörü Paul Tapp, HAL’in insan kabiliyetlerini arttırmak üzere tasarlandığını belirtiyor. Bunun için ise güçlü işlemci özellikleri gerekli.

“HAL robot dış iskeletinde gömülü bir Intel® Atom™ işlemci var,” diyor. “Bu işlemci, insan bedeninden sinir sinyallerini alan, yorumlayan ve veriler sağlayan farklı sensörlerin ve mikro denetleyicilerin tümünün merkezi işlem birimi.”

INCOH30996_CyberDyne_HAL_1236-uk

Giysinin hareket sensörleri, hastanın hareketini üç boyutlu olarak izliyor. Hastanın bedenini nasıl hareket ettirip ettiremediğine ilişkin bilgilerin iletilmesine yardımcı oluyor. Tapp, verilerin doktorların tam olarak ne tür bir terapi gerektiğini belirlemelerine yardımcı olan bir dizi karmaşık algoritmayla işlendiğini belirtiyor.

Tapp, robot teknolojisinin eski filmlerde kullanılan fütüristik malzemelere benzediğini söylüyor.

“Zenginleştirilmiş insanın geleceğini görmek istiyorsanız, son 30 yılda yapılan bilim kurgu eserlerine bakmanız yeterli,” diyor. “Günümüzde çocuklara, gençlere ve hatta yetişkinlere ilham veren yetenekler, henüz sadece bir başlangıç.”

Kunihiko Miyahara, HAL’in bedenine yeniden inanmasına yardımcı olduğunu söylüyor. “Bir gün okyanusa gitmek ve yeniden dalgalarla sörf yapmak istiyorum,” diyor.

 

Karli Petrovic bu hikayeye katkıda bulunmuştur.

 

Editörün Notu: iQ, bu Experience Amazing serisinde bilgisayar teknolojisinin yarattığı inanılmaz deneyimleri ele alıyor. Bilgisayar teknolojisinin bilim, maker hareketi, moda, spor ve eğlence alanında nasıl yeni deneyimleri ve yeni keşifleri mümkün kıldığını ele alıyoruz. Bu hikayelerin arkasındaki teknolojiler hakkında daha fazla bilgi edinmek için Experience Amazing sayfasını ziyaret edin.

The post Bilim Kurgu Gerçekle Buluşuyor: HAL Dış İskeleti Hastalara Umut Veriyor appeared first on iQ Turkey.

Kadın ENIAC Programcıları Yazılım Sektörüne Nasıl Öncülük Etti?

$
0
0

Joyce Riha Linik Yazar

Kadınların 2. Dünya Savaşında destek sağlamak için gönüllü oldukları bir dönemde, ABD’de bulunan çok gizli bir Ordu programı tamamıyla elektronik ilk dijital bilgisayar olan ENIAC için kod yazmak üzere altı kadın matematikçi seçti. Yürüttükleri programlama çalışmaları modern yazılım sektörünün doğuşunu başlattı.

Betty “Jean” (Jennings) Bartik, 2. Dünya Savaşı sırasında Missouri’nin kırsal bir bölgesindeki okulunun matematik bölümünden mezun olduğunda, akademik danışmanı bölge halkına fayda sağlayabileceğini belirterek öğretmen olmasını tavsiye etmişti.

Ancak kendi kuşağının erkeklerinin savaşmak için denizleri aştığına tanık olan Bartik de macera peşindeydi. Philadelphia’da hesaplama uzmanı (insan bilgisayar) olarak işe başladı ve kısa süre sonra savaş çalışmalarına destek sağlamak üzere silahların yörüngesini hesaplayacak bir grup seçkin kadın matematikçi arasına girdi.

Bartik ve beraberindeki beş kadın, dünyanın tamamıyla elektronik ve programlanabilir ilk bilgisayarı için yönergeler yazmaya başladı. Bu çalışmalar modern yazılım sektörünün doğmasını sağladı ve nihayetinde dünyayı değiştirdi.

Ancak kısa süre öncesine kadar bu kadınlar unutulmuştu.

Betty “Jean” Jennings Bartik (solda), Marlyn Wescoff Meltzer (ortada) ve Ruth Lichterman Teitelbaum (sağda). Pensilvanya Üniversitesi Arşivleri.

“ENIAC kadınları gerçek öncülerdi,” diyor D.C. merkezli Fletcher, Heald & Hildreth şirketinin internet hukuku ve politikasında uzman avukatı ve  ENIAC Programmers Project‘in kurucusu Kathy Kleiman.

“Çok farklı sosyal çevrelerden gelerek üniversiteden mezun oldular. Bu bile başlı başına bir başarı,” diyor Kleiman. “Üniversite eğitimi almış kadınların öğretmenlik dışında pek seçeneklerinin olmadığı bir dönemde, bu altı kadın ilk elektronik bilgisayarı programlayarak Bilgi Çağı’nı başlattı.

ENIAC’ın Programlanması

Ordu 1942 ve 1945 yılları arasında karmaşık diferansiyel denklemler kurarak balistik yörüngelerini hesaplamaları için yaklaşık 100 kadın hesaplama uzmanını işe aldı.

Bu kadın Elektronik Sayısal Entegreli Hesaplayıcı (ENIAC) programcıları, barometrik basınç, nem ve hatta dünyanın dönüşü gibi çeşitli faktörleri göz önünde bulundurarak denklemleri çözdüler.

“Her bir atış cetvelinde yaklaşık bin yörünge vardı,” diye açıklıyor Bartik. “Bu hesaplamayı manuel olarak yapmak 30 – 40 saat sürüyordu.”

Hesaplama uzmanları proje üzerinde haftanın altı günü çalışsa da tamamlanacak binlerce hesaplamanın olması ve savaşın aciliyeti nedeniyle zaman yeterli değildi. Ordu, süreci hızlandırmak için Moore School öğretim üyelerinden fizikçi Dr. John Mauchly ve mühendis J. Presper Eckert’ın liderliğinde yürütülen gizli bir projeye destek sağladı: Elektronik Sayısal Entegreli Hesaplayıcı (ENIAC) kurma projesi.

Betty “Jean” Jennings Bartik (solda) ve Frances “Fran” Bilas Spence. Pensilvanya Üniversitesi Arşivleri.

ENIAC, 24 metre uzunluğunda, 2,4 metre yüksekliğinde ve 30 ton ağırlığında siyah çelikten dev bir cihazdı. Büyük bir odanın üç kenarını kaplayan cihazda 18 bin vakum tüpü, yüzlerce kablo ve 3 bin anahtar bulunuyordu.

Teoride ENIAC’ın hesaplama sürecini otomatikleştirmesi ve balistik cetvellerini insanlardan bin kat daha hızlı hazırlaması bekleniyordu. Ancak öncelikle programlanması gerekiyordu.

Ordu, bu iş için Bartik, Betty (Snyder) Holberton, Marlyn (Wescoff) Meltzer, Ruth (Lichterman) Teitelbaum, Kay (McNulty) Mauchly Antonelli ve Frances “Fran” (Bilas) Spence’i seçti.

ENIAC’ın el kitabı, kullanıcı kılavuzu, işletim sistemleri veya bilgisayar dilleri yoktu. Güvenlik izinleri onaylanmadan makineye erişmelerine dahi izin verilmiyordu. O zamana kadar onlara yalnızca makinenin 40 panelinin kablo diyagramı verilmişti.

Şubat 1946’da ENIAC’ın açılışında çekilmiş bir fotoğraf. Pensilvanya Üniversitesi Arşivleri.

ENIAC temelde çeşitli matematik fonksiyonlarını kurabilen elektronik aritmetik makinelerinden oluşuyordu. Bu birimler bir elektrik kabloları ağı ile kontrol ediliyor ve her birinde sayı tablolarını girmek için kullanılan 1200 yollu anahtarlar bulunan anahtar tablosu kabloları ve üç taşınabilir işlev tablosu kombinasyonuyla programlanıyordu. Kadın ENIAC programcıları kabloları ve anahtarları kullanarak bilgisayarın diferansiyel denklemlerle adım adım çalışması için yönergeler vermeyi başarıyordu.

ENIAC savaşın sonuna kadar tamamlanmamış olsa da bu çok hızlı makinenin başka uygulamalar için büyük bir potansiyele sahip olduğu ortadaydı. 1945’te Los Alamos’ta ortaya çıkan ve bazılarına göre hidrojen bombasını tetikleyen bir sorunun çözümünde kullanıldı.

Savaş sona erdikten yalnızca birkaç ay sonra Şubat 1946’da Ordu ENIAC’ı basına ve halka duyurdu.

Akümülatörlerdeki yanıp sönen ışıkları vurgulamak için ışıkların kapatıldığı çarpıcı bir gösteriyle ENIAC bir füzenin tüm yörüngesini mesafe, rüzgar, sıcaklık ve benzeri değişkenleri göz önünde bulundurarak yalnızca 20 saniyede, yani bir insanın manuel olarak yapabileceğinden binlerce kat daha hızlı bir şekilde ve roketin topun ağzından ayrılmasıyla hedefi vurması arasında geçen süreden daha kısa zamanda hesapladı.

Mauchly ve Eckert, büyük ün kazanıp tüm tebrikleri topladı.

Ancak bundan sonraki 40 yıl boyunca kadın ENIAC programcıların adından neredeyse hiç bahsedilmedi.

Sınırların Dışında

1980’lerin ortasında Kleiman Harvard’da lisans öğrencisiyken, bilgisayar sınıflarındaki kadınların sayısının azaldığını ve departmanda kadın öğretim üyesinin bulunmadığını gözlemledi. Rol model arayışıyla geçmişe baktığında iki isimle karşılaştı: 19. yüzyıldan Ada Lovelace ve 20. yüzyıldan Kaptan (daha sonra Tuğamiral) Grace Hopper.

“Bu bilgi bana bilgisayar biliminde bir kadının yalnızca yüzyılda bir başarılı olabileceğini söylüyordu,” diyor bu fikri savunulamaz bulan Kleiman.

Pensilvanya Üniversitesi Arşivleri.

Araştırmasına devam ettiğinde, 1946’da basında yer alan ENIAC haberlerini buldu. Haberlerde adları manşette yer alan Mauchly ve Eckert ile kimliği bilinmeyen birkaç kadın yer alıyordu.

Meraklanan Kleiman bir bilgisayar tarihçisine danıştı. Ona fotoğraftaki kadınların “buzdolabı hanımları” yani o dönemde ev eşyalarının önünde poz veren modeller olabileceklerini söyledi. Kleiman buna ikna olmamıştı.

“Birçok fotoğrafta kadınlar ENIAC ile etkileşim kuruyor, kablolar ve anahtarlarla oynuyorlardı,” diyor. “Bana ne yaptıklarını biliyorlar gibi geldi.”

Kleiman biraz daha araştırınca zamanında ENIAC kadınlarının şefi olan bir adamın otobiyografisinde bir paragraf ulaştı. Kleiman ancak o zaman fotoğraflardaki kadınların adlarını bulmuş ve onları araştırmak için yeterli bilgiyi edinmiş oldu.

1986’da Kleiman ENIAC grubunun 40. yıl dönümüne katıldı ve nihayet rol modelleriyle bizzat görüştü. Öncelikle  Wall Street Journal muhabiri Thomas Petzinger, Jr. ile birlikte bir makale yazarak daha sonra  The Computers: The Remarkable Story of the ENIAC Programmers (Bilgisayarlar: ENIAC Programcılarının Olağanüstü Hikayesi) adlı bir belgeselin yapımcı ortaklığını üstlenerek onların hikayelerini kayıt altına almaya ve paylaşmaya başladı.

Bu süreçte, bu kadınların bazılarının savaştan sonra dahi bilgisayar sektörüne önemli katkılarda bulunmaya devam ettiğini ortaya çıkardı.

Bartik, ENIAC’ı dünyanın ilk depolanmış program bilgisayarlarından birine dönüştüren ekibin başındaydı. Ayrıca ilk BINAC ve UNIVAC 1 bilgisayarlarına da katkı sağladı.

Kleiman, Holberton’un ilk yapı kodu, ilk sıralama yordamı ve ilk yazılım uygulaması dahil bilgisayar alanında birçok “ilke” imza attığını belirtti. Ayrıca, Holberton devasa ENIAC’tan sonra başka bir siyah bilgisayar görmek istemediği için ilk bilgisayarlardaki estetik değişimi başlatan kişi oldu.

ENIAC Altılısı’nın gerçek hikayesinin yayılmasıyla birlikte başka övgüler de gelmeye başladı.

1997’de bu altı kadın  Women in Technology International Hall of Fame‘de yerini aldı. Holberton’a Association of Women in Computing tarafından Ada Lovelace Ödülü ve Institute of Electrical and Electronics Engineers (IEEE) Bilgisayar Öncüsü Ödülü verildi. 2008’de Bartik  Bilgisayar Tarihi Müzesi Üyesi oldu.

ENIAC kadınları, tüm bunların yanı sıra teknik alanlarda kariyer sahibi olmak isteyen sayısız kadın ve genç kız için birer rol model oldular.

 

The post Kadın ENIAC Programcıları Yazılım Sektörüne Nasıl Öncülük Etti? appeared first on iQ Turkey.

Viewing all 241 articles
Browse latest View live