Hızlı bir işlemci, en yeni grafik kartlarının artan gücüne rağmen, hâlâ modern bir oyun bilgisayarının vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Neden mi? Çünkü The Witcher 3, Fallout 4 ve Mirror’s Edge: Catalyst gibi açık dünya oyunlarının popülaritesinin artmasıyla birlikte daha karmaşık hale gelen oyunlar, CPU’yu daha yoğun bir şekilde kullanıyor.
GPU ekranda gördüklerinizi sunarken, CPU ise onu organize ediyor, oyun mantığı ve yapay zeka gibi hayati önem taşıyan sahne arkası hesaplamaları yürütüyor. Star Wars: Battlefront gibi bir FPS oyunu yüksek çözünürlüklü görselleriyle oynayanları büyülerken, Frostbite motorunun fotometrik dokularının ve volümetrik aydınlatmasının altında oyunun mekaniği oldukça basit. CPU’yu zorlayan tek özelliği ise çok oyunculu olması.
Diğer taraftan, bir simülasyonun veya açık dünya oyununun arka planda sonsuz bir hesaplama akışını yürütmesi gerekiyor. Örneğin, GTA V’ta hareketli Los Santos şehri, caddelerde dolaşan insanlar, yollardan geçen arabalar veya gökyüzündeki uçaklar olmasa o kadar canlıymış hissi vermezdi. Ancak bu, takip edilmesi gereken binlerce nesne ile hesaplanması ve işlenmesi gereken bir o kadar da etkileşim ve sonuç olduğu anlamına geliyor.
Sıra dışı işlemci gücü
CPU, sık sık temel oyun fiziği işlemleri için de hizmet veriyor. Herkes aynı grafik kartı donanımına sahip olmadığından, işlemcinin hızlanan bir süper otomobilin gidiş yolunu veya bir patlamanın sonrasını hesaplaması gerekebiliyor. Just Cause 3’de kaos yaratan bir tahribat, minimum Intel Core i5-2500K gücü gerektirebiliyor. Ancak çok daha hızlı bir 6. nesil Core i7 ile oyundan en iyi deneyimi elde edebiliyorsunuz.
Intel Core i7 Extreme Edition kadar hızlı bir işlemciye ihtiyacınız olmasa da, hızlı bir CPU ile günümüzün üst düzey grafik donanımlarından en iyi şekilde faydalanmak mümkün. Oyunlar artık yalnızca fotorealizm, 60 fps çerçeve hızları ve 4K görüntü kalitesini yakalamaya çalışmakla kalmıyor, aynı zaman da her yıl daha da fazlasını hedefliyor. Fallout 4, The Witcher 3 ve The Division’ı gördük bile. Ancak gelmesini beklediğimiz daha büyük açık dünya oyunları var…
Koskoca bir evren simüle ediliyor
Biraz Elite: Dangerous’a, biraz FTL’e benzeyen, biraz da The Long Dark’takilere benzer hayatta kalma öğeleri içeren tehlikeli No Man’s Sky, devasa bir evren sunuyor. Bu evren, on sekiz kentilyon gezegen büyüklüğünde.
Birçok oyunda, sanatçılardan oluşan ekipler içerikleri elleriyle şekillendiriyor, tüm seviyeleri ve yerleri tek tek inşa ediyorlar. No Man’s Sky’ın oyun evreni ise algoritmalar ve matematik denklemleriyle yaratılıyor, simüle edilen fizik ve kimya kurallarına göre işliyor. Bu oyunda, CPU’nun çok yoğun bir şekilde kullanılmasının nedeni bu. İşlemciniz ne kadar hızlıysa o kadar iyi.
Açık dünya oyunları
Biraz siberpunk FPS oyunu, biraz da stealth/hacking RPG oyunu olan Deus Ex: Mankind Divided, Prag’ın karanlık ve fütüristik bir versiyonunda geçiyor. Mükemmel bir GPU, oyunun Blade Runner‘ı andıran renk paletini ve zenginleştirilmiş aksiyon sekanslarını en iyi şekilde sunabilir. Ancak oyunun akıllı yapay zekası, dallara ayrılan hikayeleri ve şehri yansıtan sıra dışı ayrıntıları için çok iyi bir CPU da gerekiyor.
Forza Horizon 3 ise bundan çok daha farklı. Avustralya’da geçen oyun, açık dünyanın özgürlüğü ile yüksek hızlı çok oyunculu bir yarış oyununu bir araya getiren parlak ve renkli bir dünya sunuyor. Tüm bunlar CPU’nun takip etmesi gereken tonlarca veri demek. Üstelik 1964 Aston Martin DB5’tan 2016 Audi R8 V10 Plus’a kadar 150’yi aşkın otomobilin simülasyonunu da içeriyor.
Ciddi bir işlemci gücü gerekiyor
Bununla birlikte, Civilization VI gibi bir oyunu oynak için dünyanın en iyi grafik kartına sahip olmak şart değil. Ancak hızlı bir işlemci, yapay zeka ile yönetilen düşmanlarla mücadele ettiğiniz büyük ölçekli haritalarda, sıra tabanlı imparatorluk kurma çabalarınızın etkilerini hesaplama süresini kısaltacaktır. Civilization V’taki oturumlarda sıra sayısı 300’ü aştığında, oyun genellikle böylesine yüksek hacimde bilgiyi işlemekte zorluk çekmişti.
Yukarıdan aşağıya bir stratejiden çok, GTA V ile ortak özelliklere sahip son iki açık dünya oyunumuz, GTA’de olduğu gibi aynı ölçek sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor.
New Orleans’tan ilham alınarak tasarlanan New Bordeaux şehrinde, 1968 yılında geçen Mafia III, sizi gangsterleri alt etmekle görevlendiriyor. Görevler çok farklı yaklaşımları desteklerken, kum havuzu tasarımı ise oyun deneyimini öngörülemez hale getiriyor. Burada oyunun içine girebilmek, hikayenin anlatımında büyük önem taşıyor. Ancak bu durum yalnızca yüksek çözünürlüklü dokular ve güzel yansımalarla ilgili değil; aynı zamanda canlı, inandırıcı ve tutarlı bir dünyanın içinde olmakla ilgili.
Sahne arkasındaki ayrıntılar
Watch Dogs 2 de güçlü bir GPU ve CPU teknolojisi kombinasyonunu gerektirecek iddialı oyunlardan. E3 2016 oyun tanıtımına bakılacak olursa, bilgisayarınızın işlemcisinin yapay zekaya dayalı otomobilleri, trenleri, bisikletleri, tekneleri ve tabii ki San Francisco’da yaşayan etkileşim kurabileceğiniz sayısız insanı takip etmesi gerekecek. Nihayetinde, güneşin altında kavrulan bu dünyada ne kadar çok kaos yaratırsanız, işlemcinin tüm bunları yönetmek için o kadar çok çalışması gerekiyor.
Gears of War 4, Call of Duty: Infinite Warfare ve Battlefield One gibi 2016’nın diğer büyük oyunları, paranın satın alabileceği en iyi grafik kartlarını gerektirecekken, açık dünya oyunları sistem gücünün yanı sıra beyin gücünü de gerektiriyor. Bu nedenle, hızlı bir işlemci hâlâ modern oyun sistemlerinin veya VR kullanımına hazır bilgisayarların en önemli parçası olmaya devam ediyor.
Intel’den oyunlar hakkında daha fazla kaynağı buradan bulabilirsiniz
The post Bu açık dünya oyunları bilgisayarınızın kapasitesini zorlayacak appeared first on iQ Turkey.